Türk solcusu Neşet Ertaş falan sevmez.
Dinlemez.
Muzaffer Sarısözen hiç umurunda değildir. Eskiden Muzaffer Akgün
duyduğu zaman radyoyu kapatırdı (o zamanlar "kanal değiştirme"
kavramı bile yoktu.) Ne Nezahat Bayram ipler ne Neriman
Altındağ.
Hele Bedia Akartürk, hele Belkıs Akkale... Iyyy... Zehra Bilir'e de
açıkça hakaret ederlerdi...
Bir zamanlar Sabahattin Eyüboğlu, halka seslenerek (yazılarını
halkın okuduğunu sanıyordu), "sizi kandırıyorlar, gerçek türküler
bunlar değil" demişti...
Demek ki bunlar sahte türkülerdi. Peki "gerçek türkü" nasıl
oluyordu?
Ruhi Su söyleyecekti ki gerçek türkü olacaktı!
Ya da Çökertmeli eşkıya Halil'in türküsü...
Jandarmaya kurşun atan Halil devrimci sayılıyordu... Allah dememek
için de, "arkadaşım İbram Çavuş Allah'ıma emanet" dizesi,
"yoldaşlara emanet" şeklinde söylenecekti!
Fakat o sahte türküler içinde ikisini çok severlerdi: Biri,
"evlerinin önü mersin" türküsü... Ah su bulsam da, kadınım, yüzümü
yusam...
Biri de hani şu erotik olanı: "Odam kireçtir benim, yüzüm güleçtir
benim, soyun da gir koynuma, terim ilaçtır benim"...
Eh, sonuçta Bodrum'a başka niçin gidiliyordu ki?
Tabii bu durumda "madımak oylum oylum, geliyor selvi boylum"
enikonu "banal" kaçıyordu! Halk tipi... Iyyy...
Şimdi de Arif Sağ söylerse gerçek türkü olur, İbrahim Tatlıses
söylerse gerici (çünkü Tatlıses Tayyip Erdoğan'ı
destekliyor)...
Arif, gel şu adını "Arif Sol" olarak değiştir de sen de rahat et
"salim arkadaşlar" da rahat etsinler.
"Şol cennetin ırmakları"nı çalmayacak.
"Sordum sarı çiçeğe" yi de çalmayacak.
Mozart çalacak. Brahms çalacak.
Borodin çalacak.
Ulvi Cemal Erkin de çalacak, Adnan Saygun da.
Ayrıca Neşet Ertaş da çalacak.
Tüh, orkestranın "alafrangalığı" bozulacak!
İsmet Paşa olsaydı kızardı.
Bu Beştepe nasıl bir gerici yatağıdır ki orada Mozart çalınıyor, Brahms çalınıyor?
Çünkü Mozart dinlemekle ilerici olunmaz, Neşet Ertaş dinlemekle de gerici olunmaz.
(Rakı içmekle solcu olunmaz, namaz kılmakla sağcı olunmaz.) Bunu böyle sanan ancak "Halkevi devrimcileri'dir. Köylü çocuklarına mandolinle Mozart çaldırınca memleketin kurtulduğunu sananlar (iyi ya ulan, akşama size Mozart da var işte, daha ne?) Beştepe'ye gitmeyeceklerdir.
Orada Yeni Türkü topluluğu da çalsa gitmezler, Grup Yorum da.
Çünkü giderlerse kendi kavillerince abdestleri bozulur. Çarpılırlar da maazallah ağızları bir yana gider burunları bir yana.
Cumhurbaşkanı bir ara Joan Baez'i ya da Bob Dylan'ı falan getirtse de biraz gülsek...