Bunlar bu konuyu durduk yerde niçin "köpürtmeye" koyuldular?
Sevgili ağabeyim Yavuz Donat'ın deyimiyle "laf kıtlığında asma
budamak" için mi?
Yani masa başında yaşadıkları "bugün ne yazsam" sıkıntısı mı onları
"şapkadan tavşan, popodan konu çıkarmaya" yöneltiyor?
Yoksa bilinçli bir "cephe" saldırısı mı var gene?
Baksanıza, Demirören'in adamı ortaya salıyor, Aydın Doğan'ın adamı
katlamasını yapıyor, derken hop, Fethullah'ın varakparesi üzerine
atlıyor...
Konu, bayram değil seyran değil bir "erken seçim" ya da "baskın
seçim" muhabbeti.
Seçimin üzerinden hepi topu iki buçuk ay geçmiş, muhalefet yamyassı
olmuş, nereden çıktı bu erken seçim?
Yenilen pehlivan güreşe doymadığı için olabilir mi?
Yoksa o skandallı CHP kurultayı mı bunlarda umut yelleri
estirdi?
Ama en başta kendileri söylüyorlar: Bir erken seçim olursa HDP
baraj altında kalacak, MHP'nin bile barajı geçmesi zor, CHP desen
öldür Allah yüzde 25'e talim, AKP bu sefer gerçekten silip
süpürecek...
330'u bulur da, 400'e bile vurur!
Öyleyse? Bir muhalif gazeteci bu kadar umarsız durumda niçin kendi
kendine kaşınır?
Ortada bir "Ankara senaryosu" varmış...
Ankara'da yapacak pek başka iş olmadığından birileri senaryo
çalışıyorlarmış...
Bu konuda iktidar partisinden tek cümle duymadık, cumhurbaşkanı
ağzını açıp da bir şey söylemedi, ortada erken seçimin, ya da
"baskın seçimin" lafı değil iması bile yok...
Muhalif gazeteciler kendi ayaklarına kurşun mu sıkıyorlar, kepaze
olacakları yeni bir dağılım yaratmak için?