Metaverse diye sanal bir yer var, duymuştunuz.
Orada arsa bile satıyorlar, hem de İstanbul'dan.
İsterseniz parasını bastırıp Dolmabahçe Sarayı'nı bile
alabilirsiniz.
Ne güzel kendinizi kandırırsınız...
Parayı sokağa atmanın ayrı bir zevki olsa gerek...
Sora çok dövünürsünüz ama güleriz.
Bu Metaverse denilen sanal muhabbette mağaza açan Türk
perakendeciler de varmış!
Reklam olsun diye yapıyorlar, bu nedenle biz de isim
vermeyeceğiz.
"Geleceğin dünyasında yerlerini alıyorlarmış", öyle
diyorlar.
Nasıl bir dünya bu? Sanal ortamda mal satacaklar, ceket falan.
Parayı bastırıp alanlar onu giyebilecekler mi? Hayır.
Arsası varsa, sarayı varsa, ceketi de olsun enayinin, kime ne?
Üstelik "sanal gezinti" olanakları da sunuyorlarmış:
Gökyüzünde "sanal balina" üzerinde gezme, hazine avı...
Kendine bir "avatar" uyduruyorsun, "senin adına" yapıyor bunları
tabii.
Sonra bu avatarlar bir araya geliyorlarmış, sosyalleşiyorlarmış...
Etkileşimde bulunuyorlar!
Aşk falan da yaşarlar, Jake ile Prenses
Neytiri gibi.
Amaç, çemişleri orada etkileyip burada gerçek malı satmak.
Avatarını arabaya bindiriyorsan içinde o arabadan burada da almak
isteği doğuyor.
Buna ne gerek var, istiyorsan galeriye gider bakarsın, beğendiğini
alırsın.
Ama bu çağdaş çemişler için heyecan verici bir uygulama... Hele
paran yoksa!
Hedef kitle Z kuşağı.
Hani şu enseyi ve kulak arkasını sıfıra vurdurup önden abartılı
kahkül bırakan arslanlar...
Size yardımcı olurlarsa Mars'a da gidersiniz.
Kendiniz değil canım, avatarınız.