Kemalistler Kılıçdaroğlu'ndan hiç mi hiç memnun değiller ama
gene de eleştirilmesini istemiyorlar. "Yetersiz metersiz ama ne de
olsa bizden" yaklaşımı bu... Mahalle dayanışması.
Laf edeni "Yenikapı ruhunu bozmakla" suçluyorlar.
Yenikapı'ya CHP'nin basın amigolarının ittirmesiyle zorla ve kerhen
giden, sonra da hemen eski alışkanlıklarına dönüp "kaçak saray
edebiyatına" koyulan hazretin ta kendisidir.
Nasıl amigolar iktidara yüklenmeye devam ediyorlarsa, biz de
saçmalıkların altını çizmeyi sürdüreceğiz. Hani demokrasi olmalı
ya, işte o bakımdan...
Hazret "olağanüstü hal" ilan edilmesine karşıdır.
Çünkü 15 Temmuz'da yaşanan ila maşallah pek olağan bir haldir!
Bir darbe girişiminin CHP mahfillerine "olağan" gelmesidir herhalde
asıl olağan olan.
Hazret kanun hükmünde kararnamelere de karşıdır. Bunun yasasını
çıkaran meclis olsa bile.
Meclis bombalanacak, cumhurbaşkanı öldürülmek istenecek, halka ateş
açılacak, iki yüz elli şehit verilecek ve hükümet "hiçbir şey
olmamış gibi" davranacaktır!
15 Temmuz'da başbakanlık koltuğunda kendisi oturuyor olsaydı,
öldürülmek istenen cumhurbaşkanı da kendi adayı Ekmeleddin
İhsanoğlu bulunsaydı, böyle mi yapacaktı?
O kadar büyük bir siyasi yeteneksiz ve beceriksizdir ki, o kadar
çapsız bir "bozkır politikacısıdır" ki, herhalde böyle
yapacaktı!
Ülkenin kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmek istendiğini,
OHAL'in sürmemesi gerektiğini söylüyor.
Oysa bu durumun "geçici" olduğunu, birkaç hafta sonra biteceğini
pek iyi biliyor.
Ama kendi kitlesine bunu "sanki kalıcıymış gibi" algılatmaya
çalışmak işine geliyor.
Bu "algı operasyonu" seçimde oy kaybetmesini önleyemeyecek ama
başka çaresi de yok ki...
Hazret, 15 Temmuz'da başımıza gelenlerin bir "toplu kalkışma"
olduğunu da söylüyor.
Mugalatanın bu kadarına pes!
15 Temmuz bir toplu kalkışma değildi. Bunu çocuk bile söylemez.
Ama böyle parlak ve içi boş laflar CHP'ye hep çok yakışagelmiştir
tabii.
Daha başka ne güzellikler de yapmış: İktidar "muhalefetin tamamını"
hapislere atmak istiyormuş.