Adı Sjoerd Heeger.
"Şörd" okunsa gerektir. Hollandalı.
Kod adı "Baran Sason"...
İki yıl önce YPG'ye katılmış, bu amaçla ressam Gauguin gibi eşini
ve kızını da terketmiş.
Resim yapmaya Tahiti'ye değil, Türk öldürmeye Suriye'ye gitmiş.
Öldürmeye ya da ölmeye...
Arzusunun ikinci kısmı gerçekleşti, öldürüldü.
Ailesi cesedini istememiş, teslim almaya yanaşmamış.
(Doğruca fakülteye, kadavra dersine. İşe yarasın.) Bakalım, bizim
buralardan birileri çıkıp da "içimiz yanıyor" gibilerden bir
açıklama yapacak mıdır?
Herif genç de değil üstelik, 45 yaşındaymış. Dazlak ve sakallı.
Biri daha var... Samuel Prada Leon... İspanyol...
Bunun kod adını öğrenemedik.
Bu genç, 25 yaşında.
Bir tane daha... Jean Le Clainche... Fransız...
Brötanyalı... Ön isimleri de var, Olivier François...
Bu da pek genç sayılmaz, 40 yaşında. Gözlüklü.
Eskiden din değiştirirler, "ihtida" ederlerdi.
Hoyrat kapitalizmden bunalan, kendine çıkış yolu bulamayan, rahatsız Batılı genç genellikle Budizm'e sapardı.
Bunda büyük ölçüde "kolay ve ucuz uyuşturucu temin etme" arayışı da rol oynardı tabii...
("Katmandu" muhabbetleri.) Ezilen zenciler de İslam'ı keşfedip rahata kavuşurlardı.
Onların derdi uyuşturucu bulmak değil, "insan yerine konulmaktı"...
Sonra, içindeki adam öldürme eğilimini, bunu en rahat uygulayabileceği DEAŞ saflarında tatmin eden, kör bıçakla kıtır kıtır kafa kesen İngiliz de gördük.
Artık İngiltere'de, Jack'in zamanında olduğu gibi rahatça karın deşilemiyordu.
Fakat bir Hollandalı'yı, bir İspanyol'u, bir Fransız'ı Kürt teröristi yapan dürtü nedir?
Acaba bunlar, kendine gazeteci süsü verip oralarda fink atan Alman ajanları gibi düpedüz gizli servis elemanları da, "görev zayiatı" mı oldular? (Araziye çıkmaktansa masa başında analiz yapmak her zaman daha güvenlidir!) Yoksa, kendilerinin olmayan bir davada, dilini bilmedikleri kişilerin safında, haritada yerini bile ha deyince gösteremeyecekleri dağlarda kendilerince kahramanlık etmeye mi kalktılar?
Okudukları İspanya İç Savaşı öyküleriyle mi kafalarını doldurdular, YPG'yi "bir çeşit Uluslararası Tugay" mı sandılar?
Guadalajara uyduramadık, Afrin verelim...
Kürt devletinde cadde mi, meydan mı, lise mi olacaklardı hesapça? Heeger Caddesi, Prada Meydanı, Le Clainche Lisesi...
Öyle ya da böyle, geride bıraktıkları arkadaşları nehir kıyısında şaraplarını yudumluyorlar, onlar hendek dibinde, çalılık kenarında ceset.