Türkiye Antalya zirvesinde büyük bir fırsat kaçırmış!
Yok yahu? Peki neymiş bu kaçan fırsat, muhalif-muvafık herkesin sözbirliğiyle "çok başarılı" dediği zirvede?
Türkiye, hazır yakalamışken Avrupa Birliği'ne üye olabilirmiş! Paris olaylarını ve Ortadoğu kargaşasını fırsat bilip... (Böyle diyorlar, sonra "fazla uçtuklarını" farkedip "bu toplantı bizi tam üyeliğe hızla götürebilirdi" diye azıcık geri basıp lafı kıvırıyorlar.)
Bunu söyleyenler, Fethullah'ın az satışlı basın askerleri, proje çocukları.
Türkiye (Tayyip Erdoğan okuyunuz) bunun lafını bile etmemiş Antalya'da.
Amaç bir şekilde Erdoğan'a saldırmak ya, "ekonomi battı" yavesi de tutmuyor, kala kala iş buna kalmış.
Akıllara "sanki Türkiye AB üyeliğini istemiyor" düşüncesi geliyormuş...
İstemiyor değil, istiyor.
Ama olmayacağını da biliyor.
Bu, iki tarafta da dillendirilmeyen, dillendirilemeyen acı gerçektir. Karşılıklı bir oyun oynanmaktadır.
Bırakın AB üyeliğini, hele şu son terör olaylarından sonra, Merkel'in ağzımıza çaldığı bir parmak balı yani "vizenin kalkması ihtimalini" de unutun. Bu da bize ISIS mi, IŞİD mi, DAEŞ mi, DEAŞ mı ne haltsa o örgütün hediyesi olacaktır. Ben hediyesi dedim, siz "kazığı"okuyunuz.