Bir kısım basın eski alışkanlıklarından kurtulamadığı için, ona
çok önemli gelen, aslında hiçbir önemi kalmamış bir mesele var:
Seçim barajı.
Yüzde on mu kalsın, yüzde beşe mi düşürelim, yok yok yüzde yedi mi
uygundur?
"Yüzde üçe insin" diyen de çıktı, "tamamen kalksın" diyen de.
Bunlar "akademik" ya da "demokratik" tartışmalar gibi görünse de,
aslında "meclise kapağı atabilme hesaplarından" başka bir şey
değildir.
Çünkü iktidar cumhurbaşkanında olacaktır, mecliste değil!
Yüzde 50'den bir tek oy bile fazla alan işi bitirir.
Meclis de kendi yasama işine bakar.
AKP'nin de CHP'nin de bir "baraj sorunu" yoktur ve de olmaz,
olabilemez.
Fakat MHP'nin olabilir, Meral Hanım'ın çıkışından sonra...
Bahçeli'nin demeçlerinde bu endişe seziliyor... "Baraj sorunumuz
yok" diyor tabii, ama olabilecektir... (Hani bunu yazamazdım Koyun
Mehmet?)
Zaten MHP barajı geçerse Meral Hanım ve onun basın şakşakçıları
havalarını alırlar.
İP'nin, böyle bir sorunu, fena halde olacaktır.