Dünyada 11 milyon kişi seyretmiş... Eh, bunun "turizm tarafında"
da yansımaları artarak devam edecekmiş...
Mesele bundan ibarettir.
Pera Palas'a yoğun ilgi.
Dizi amacına ulaşmıştır.
Otel "adeta" yeniden keşfedilmiş...
Ziyaretçi sayısı on kat artmış.
Birçok saftırık "Atatürk'ün odasını" görmeye koşuyor. Umarım Zülfü
Livaneli en önde gitmiştir, böyle şeyleri sever. Neyse, hiç olmazsa
bu sefer bu otel Adlon gibi "çakma" değil, hakikisi.
Mustafa Kemal Paşa orada birkaç gece kalmış. Zübeyde Hanım'ın
Akaretler'deki evinden ayrıldıktan sonra arkadaşı Salih Fansa'nın
evinde birkaç gece geçiriyor (otelin tam karşı köşesindeki bina),
sonra otele yerleşiyor.
Memleketi kurtarmak için falan değil, mecburen mecburiyetten.
Toplam kaç gece kaldığını bilmiyoruz. Kimse üzerinde durup da
yazmamış. "Bir dönem kalmıştı" diye yuvarlıyorlar.
Üç gece çıksa, beş gece çıksa efsane püff
diye sönecek.
Ona bakarsanız 1935'te çevresine "19 Mayıs'ta ne olmuştu?"
diye sormuştu da kimse bilememişti...
Sonra Şişli'de bir Rum madamın kiralık evini tutuyor, kızkardeşi
Makbule de ağabeyini yalnız bırakmamak için yanına geliyor.
Bu kadar.
Ama biz kendi yarattığımız efsanelere sarılmadan yaşayamayız
arkadaş.