Bundan doksan beş yıl önce, 28 Ekim 1922 günü, Benito Mussolini, yanında has adamları Balbo, Bianchi, Di Bono ve De Vecchi olduğu halde, peşine taktığı 35-40 bin kadar faşistle, Napoli'den Roma'ya doğru yürüyüşe geçti.
Yanlarında silahları yoktu. "Barışçıl" bir yürüyüştü Allah için.
30 Ekim'de, yani iki gün sonra Roma'ya vardılar.
Kral da hükümeti kurmakla Mussolini'yi görevlendirdi ve İtalya'da faşizm dönemi başladı.
Napoli'den Roma, karayoluyla 225 kilometre çekiyor.
Ankara'dan İstanbul onun iki misli .
Mussolini 225 kilometreyi iki günde yapıyor, Kılıçdaroğlu 451 kilometreyi yirmi günde!
Neden?
O kadar bile değil, çünkü "vilayete" yürümeyecek, Maltepe'de bitirecek.
Enis Berberoğlu'nu hapisten çıkaramayınca da arabayla Ankara'ya dönecek.
Kılıçdaroğlu niçin işi uzatıyor?
Mussolini yürüyüşe geçtiğinde 39 yaşındaydı, Kemal Bey 69 yaşında, ondan mı?
Nitekim doktor kontrolu altındaymış, görüştüğü bir ortopedist ona birtakım "bacak egzersizleri" vermiş, bol vitamin alıyormuş, bu arada kas gevşetici ilaçlar falan...
Protein ağırlıklı beslenecekmiş.
Aydın Doğan gazetesi "aman adamcağıza bir şey olmasın, zaten yerine yenisini de bulamadık" endişesiyle Kemal Bey'in sağlık durumuyla yakından ilgileniyor.
Ayaklarına iyi baksın, hatta bu hususta Alberto Bayo ve Carlos Marighella gibi üstatların pratik gerilla kitaplarına başvurabilir (belki gençliğinde okumuştur.)
Önümüz bayram. Vallahi biz de peşindeki kalabalığın kaçıncı gün azalmaya başlayacağını, kaç günde "döküleceklerini" merak ediyoruz.
Nitekim Hasan Cemal azıcık yürüyüp sonra tozolmuş. O da 75 yaşındadır sonuçta. Kandil kayalıklarında keklik gibi gezer de düz yolda şişiyor.
Fotoğraflara baktık, hem de CHP medyasının yayınladığı fotoğraflara, ortada öyle "binlerce" kişi falan yok. Katılımcı sayısı birkaç yüz.
Ah nerede o "beş milyonluk" cumhuriyet mitingleri, değil mi efendim?
Bu sefer o kadar abartamadıkları için "binler" deyip geçiyorlar.
Fakat Kemal Bey kulağını tersten gösteriyor.
İstanbul'dan yola çıkıp Ankara'da bitirmesi gerekirdi, Mussolini gibi. Belki iktidar bile verirlerdi...
Aylin Kotil bile öyle yapmıştı!
Bu arada ne de güzel kilo vermişti.
Sonra da CHP'den "yapısal sorunlar" yüzünden istifa etmişti...
Kılıçdaroğlu yapısal sorunların hem anası hem babası ama o etmeyecek.
Sağlık haberlerine muntazırız. "Sıhhatini telle" derlerdi eskiden...
Günün asparagası
"Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşüne katılım çığ gibi arttı."
Demirören'in bir türlü satamadığı gazetesi