Bütün sazanlar "İsmet Paşa tartışmasına" balıklama
atladılar.
(Sazan bir balıktır.)
Kemalistler her zamanki gibi paşayı öve öve göklere çıkardılar,
Kemalist olmayanlar da eğrisiyle doğrusuyla, sevabıyla günahıyla
yerli yerine oturttular.
Yani laf bitti.
Yıllardır hep aynı şeyler söylendiği için de iyice kabak tadı
verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu da hep bıraktığımız yerde tabii.
İsmet Paşa için "Türkiye'ye çok partili demokratik yaşamı getiren
büyük bir devlet adamıdır" demiş.
Evvela, İsmet Paşa Türkiye'ye çok partili yaşamı "getirmemiş", geri vermiştir, iade etmiştir. Daha doğrusu, zorunda kalmıştır.
Çok partili sistem, gene İsmet Paşa tarafından 1925 yılında ortadan kaldırılmıştı.
Bunu ısrarla gözden uzak tutmaya çalışanlar düpedüz yalan konuşuyorlar.
1930 yılında yaşanan ve çok kısa süren "iki partili sistem" denemesinde ikinci partiyi kendi kendini kapatmaya zorlayan da İsmet Paşa hükümetidir.
Saniyen, İsmet Paşa'nın 1945 yılında geri getirdiği düzen "demokratik" değildir.
"Çok partili düzen" ile "demokrasi" aynı anlama gelmez.
İsmet Paşa, hemen ertesi yıl, 1946'da, bütün sosyalist partileri kapatmıştır!
Sabahattin Ali ve Aziz Nesin'in çıkardıkları "Marko Paşa" dergisini ikide bir kapattıran da İsmet Paşa'nın çok partili rejimidir, partili öğrencileri Zekeriya Sertel'in Tan gazetesine saldırtıp gazeteyi ve matbaasını yıktıran da...
Sabahattin Ali acaba kimin iktidarında öldürülmüştü?
İşte Celal Bayar kendis...