Bizi "Benim oğlum büyüyünce Atatürk olacak" diye
diye büyüttüler.
Çocuk aklım almıyordu... Bunlar memleketin "bir kere daha
batmasını" mı istiyorlardı? Devlet yıkılacak, ordu dağılacak,
memleket düşman işgaline girecek, biz de yetişip
kurtaracaktık...
Ama bunun için önce "askeri okula" gitmemiz
gerekmiyor muydu?
Manastır Askeri İdadisi demedik ama hiç olmazsa Bursa Işıklar
Lisesi...
Nasıl bir kafaydı bu?
O kafa bugün de capcanlıdır.
Kazmalara manşet atıyorlar: "Bir daha gel
Samsun'dan!"
Yattığı yerden kalkacak da mı bir daha gelecek?
Gelecek de ne yapacak? Samsun üzerinden Erzurum, Sivas, oradan
Ankara...
Samsun şart mıdır? Trabzon idare etmez mi?
Hayrola, yeni yeni kongreler mi toplanıyor?
Öyle ya, memleket bugün işgal altında... Yunan ordusu İzmir'e
çıkmış, Fransız ordusu Gaziantep ve Kahramanmaraş'a kadar
ilerlemiş...
Devlet yıkılmış... Ordu dağıtılmış... İstanbul kıyılarında düşman
gemileri...
Aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine
girilmiş...
Vaziyet ve manzara-i umumiye bu mudur arkadaşlar?
Peki ama önce onu şeklen de olsa Samsun'a gönderecek bir padişah
gerekmiyor mu bu durumda?
Sonra Meclis toplayacak...