İşte bakan meseleyi özetledi: Ulaştırma Bakanı Ahmet
Arslan, "orta ve alt sınıf Boğaz'da ev sahibi
olabilecek" demiş. "Kanal İstanbul" projesini
kastediyor.
Kanal çevresinde "şehirleşmeyi" düzene sokmak
için çalışıyorlarmış.
Gerçek Boğaz'da dargelirliye ev sunamıyorsan, ikinci bir
Boğaz yaratırsın, o kanal boyunca TOKİ'ye ev yaptırıp ucuz ucuz
satarsın. Oraya metroyu da ulaştırırsın.
Bu "sosyaldemokrat" bir projedir.
Kanal yetmiyorsa, Maltepe-Kartal-Pendik içlerinde de olur,
hem de "ada manzaralı"...
İstanbul elden gitti diyecekler de, nüfusu yarım yüzyılda 1
milyondan 18 milyona fırlamış bu azmanın, bu canavarın içinde
"insanları nereye nasıl sığdıracaklarını" açıklamak
zorundadırlar.
Herhalde il sınırlarını tutup "Kezban'ı köyüne geri
göndererek" değil.
Uzun zamandır söylüyoruz: AKP yönetimi, bir yandan yeni bir
burjuva sınıfı yaratırken, bir yandan da halkçı politikalar
uyguluyor.
Öyle yapmasaydı, yalnızca yeni zenginlerden oy
alırdı...
Bir "sosyaldemokrat muhalefete" ihtiyaç yok.
Çünkü sosyal politikaları da bu iktidar uyguluyor. Bu iktidar beş
milyon köylüyü uçağa bindirdi.
Halk bazı şaşkınların ileri sürdükleri gibi "açlık ve
sefalet içinde inim inim inleseydi" güçlü bir muhalefet
ufuktan bir güneş gibi doğardı!
Hani 1945 yılında Demokrat Parti'nin doğması gibi
canım...