Manda yoğurdu da siyasi tartışma konularımızdan biri oldu.
Kafayı yememek çok zor bu ülkede...
Yoğurdun maliyetini hesaplayıp "Erdoğan gitsin" diyen
manyaklar var. Çok para tutuyormuş. Hele üstüne bal... Lükse
bak!
Ejder meyvesi falan derken yoğurt yemek bile suç oldu bu
memlekette.
Bu kafayla devam etsinler.
Günde bir kilodan bir yıllık yoğurt parasını hesaplayıp "Benim
emekçi halkım bir lokma ekmek bulamazken..." demeyi
sürdürsünler.
Sen salla, belki kanacak budala çıkar.
Kastamonu pastırması ne çabuk unutuldu?
Abdullah Gül taraftarları buna karşılık Kayseri pastırmasını
yüceltiyorlardı hani...
"Kalkan ciğeri" kaçadır peki?
Durum böyle ama durumları umutsuz.
Durup durup "senaryo" yazanlar türedi.
On çeşit seçim senaryosu varmış...
Kimine göre iktidar ittifakının milletvekili sayısı 235 çıkıyormuş,
kimine göre 287...
Kimisi 222 çıkarıyor...
Bu spekülasyon "mevcut yasa" üzerinden yapılıyor.
Hiçbir iktidar mensubu, yeni yasa çıkarıp da seçime eski yasayla
gidecek kadar sapıtmadı.
Gene de inanmıyorlar...
İkide bir erken seçim deyip deyip o seçimin tarihini kendi
kafalarında hep ertelediler ya... Bundan da hiç utanmadılar...
Şimdi gene toplanmışlar bir yuvarlak masada, gene "baskın
seçim" bekliyorlarmış!
Kereviz yediniz mi kereviz?
Benim emekçi halkım yemeye bir lokma ekmek bulamıyor, bunlar
kereviz yiyorlar.
Kerevizin kilosu kaçadır?
Yeni düzenleme yasalaşsa bile (yani yasalaşmama ihtimali de
varmış!), seçime bu yasayla gidilmeyecekmiş.
Neden? Hanımefendi ve beyefendiler öyle uygun görmüşler.
Bağırıp çağırmayı pek seven bazı köşe yazarlarının ince fikirleri
bunlar... Eskisi kadar okunmayınca işi zırtapozluğa döktüler.