Çünkü verdiği "semptomlar" artık siyasi yalancılık düzeyini aştı, "kişilik bozukluğu" belirtileri göstermeye başladı...
Yalancı ve pişkin olduğunu herkes biliyordu, o da
"parti içi dokunulmazlık" zırhına
bürünüp yerli yersiz sallıyordu.
Nasıl olsa diktatördü....
Fakat artık "klinik vaka" şeklini aldı.
Yalanlar artık "yurt dışından
doktoralı yirmi bin gencin
çalışacağı ambalaj sanayii kenti" kadar
şirin değil.
"Adalet tanrıçasının heykelini dikmek" kadar
gülünç de değil.
İşin tadı kaçtı.
Devlet Bahçeli onun için "Yaş tahtaya basmakla kalmadı, kendini de rezil etti" demiş.
Olmuyor. Rezil olmuyor.
Yüz surat mahkeme duvarı.
Murathan Mungan'ın "Türkiye'de her şey olabilirsiniz ama
rezil olamazsınız" özdeyişini kanıtlıyor.
Bakınız şu Katarlı öğrenciler meselesi... Tam sınavdan
önce "Katarlılar Tıp Fakültesi'ne sınavsız
girecek" diye bir kıtır attılar.
Kıtır "yüksek yerden" geliyor, muhalif
mahfillere servis ediliyor. Şeyma'nın ya da Serenay'ın
serüvenlerinin bütün gazetelere servis edilmesi gibi.