Sevgili hocam Profesör Sabri Sayarı (o zamanlar doçentti) bir
araştırma yapıyordu, siyasi partilerin "tabanları" üzerine...
Yetmişli yılların başları...
Anadolu'yu adım adım dolaşıp partilerin il başkanlarına soruyor:
"Sizin sosyal tabanınız nedir?"
Aldığı cevap hemen hiç değişmiyormuş:
"Biz milletin bağrından çıktık!"
Neredeyse saçını başını yoluyormuş...
Derste anlatmıştı da biz de böylece "şerbetlenmiştik", partilerin
atıp tutmalarına "iskontolu" yaklaşmak gerektiğini öğrenmiştik.
İşte bu Çiğdem Hanım, partilerinin "herkese eşit mesafede" olduğunu
söyledi.
Bu niçin böyleymiş? "Çünkü herkes Anayasa önünde eşit haklara
sahipmiş, dolayısıyla onlar da tüm insanları kucaklamayı
hedeflemişler..."
Beni kucaklamadılar, mahkemeye verdiler.
"Sevgi dilini kullandıkları" için Meral Hanım benden elli bin lira
"uzlaşma parası" istedi. Sevmeseydi yanmıştık.