Ülkemizde zaman zaman saçma sapan partiler kurulur, hoş bir seda
bile bırakmazlar. (Yok, vallahi CHP'ye laf dokundurmuyorum, iki
gözüm önüme aksın ki...)
Basın da sever tabii bu gibi zırtapozlukları, siyasi değeri yoksa
bile magazin değeri vardır. Bir zamanlar "Davulu Delen Jaguar
Partisi" bile kurulmuştu, amaç Özal ailesine damadının sırtından
çamur atmaktı... Bir emekli paşa bir parti kurmuştu da televizyonun
o bitmez tükenmez tartışma programlarından birinde "sizin partinin
adı neydi yahu" diye sormuşlardı...
Serserinin birisi de "parti kurdum toplantı yapıyorum" ayağından
genel merkezde kumar oynatıyordu, enselendi. İyi bari, akşam hanıma
"partiye gidiyorum" deyip evden çık, soluğu seks partisinde al! Bir
o kaldı.
Böyle durumlarda muhalif basın genellikle sinekten yağ çıkarmaya
çalışır, elin çarçur partisini allar da pullar. Amaç iktidardan hiç
olmazsa birkaç oy çalabilmektir. Bu ne işlerini görecekse?
Şimdilerde pek ilgilerini çeken bir parti var: Dolunay Partisi.
Evet, vallahi bu da var. Şaka gibi ama gerçek. Bir çoban tarafından
kurulmuş.
Çoban gece vakti koyunları güttüğü sırada (onların o saatte ağılda
olmaları gerekmiyor muydu?), dolunay görmüş...
Çok etkilenmiş.
Etkilenmiş de ne olmuş, vücudunda kıllar çıkmaya, tırnakları ve
dişleri uzamaya mı başlamış?
Hayır, parti kurmaya karar vermiş. Bilinçlenme dediğin böyle
olmalı. Bir de "işçi sınıfı niçin bir türlü bilinçlenemiyor" diye
üzülürler...