Adamlara (ve de kadınlara) fazla yüklenmeyelim: Gevşemeye
başladılar.
Ertuğrul Özkök gibi birdenbire dönmek herkesin harcı değildir,
yavaş yavaş dönmeye çalışıyorlar.
Yaz boyunca yaptıkları yanlışların kendilerine kaça patladığını
gördüler (ben söyleyeyim, tastamam 21 koltuk), şimdi geri
basacaklar ama hemen değil, zaman alacak.
Edip Cansever'in "Çağrılmayan Yakup" diye ünlü bir şiiri vardir:
"Kurbağalara bakmaktan geliyorum dedi Yakup, bunu kendine üç kere
söyledi"...
Selahattin Demirtaş da üç kere söyledi: Seni başkan
yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan
yaptırmayacağız.
Neticesini gördü, semeresini aldı, aklı başına geldi!
Aynı adam şimdi ağız değiştirdi: "Biz başkanlığa değil tek adamlığa
karşıyız" diyor.
İlk bakışta pek doğru gibi görünse de içi boş bir laf. "Tek adam
Apo'ya" karşı olduğunuz için mi adam müsveddelerini çoğalttınız,
Kandilli Mustafa, Cemil falan?
Ama dedim ya, yavaş yavaş gevşeyecek.
Yeni bir anayasa için AKP'nin yalnızca 13 kişilik "dış desteğe"
ihtiyacı var. Meclis başkanını sayma, 14...
Bu rakama çok kolay ulaşılabilir.
Desteği verebilecek tek parti HDP'dir tabii, CHP ve MHP'yi
unutunuz.
Bu desteğin "kitle halinde" olması da gerekmez. 316 artı 59 eşittir
375 oyla, 316 artı 14 eşittir 330 oy arasında bu açıdan hiçbir fark
yoktur.