Seçimden iki ay sonra CHP bir masa bulmuş ve seçim sonuçlarını oraya yatırmış. "Zahmet etmeseydiniz, belediye sonuçlarını da bekleyip ikisini beraber yatırsaydınız" diyenler de var.
Bu yatırmadan neyin kaldırıldığını anlayamadık. CHP yatırıyor ama kaldıramıyor.
Yani nelermiş CHP'nin kaybetmesinin nedenleri?
Kılıçdaroğlu "seçimin tek kaybedeni vardır, o da AKP'dir" dediği için, masada CHP üzerinde hiç durmamış, AKP'nin kayıplarını "irdelemiş"...
Ekonomi kötüymüş, falan filan.
"E o zaman niçin siz kazanamadınız?" diye sorarsanız, "biz kazandık zaten, AKP kaybetti" diye cevap verecek...
Sonunda, eylül ayında yeniden toplanmaya karar vermişler. Seçim sonuçlarını masaya yatıracaklarmış.
Yerel seçimlere de çok güçlü hazırlanmayı düşünüyorlarmış.
Yatırılamadı.
Birbirlerine laf sokmakla vakit geçirdikleri için yapılacak "sunumlar" da yapılamadı.
Örneğin sevgili kardeşim Ünal Çeviköz, belediye seçimlerinde CHP'ye büyük ışık tutacak bir "dış politikada güncel sorunlar" sunumu yapacaktı, hevesi kursağında kaldı. Böylece, "gölge dışişleri bakanı" olma yolunda şimdilik yeni bir adım atamadı.
Kılıçdaroğlu'nun dört önerisi vardı, bu da yerel seçimler için büyük bir fırsattı, öyle diyordu:
- Devletin demokratikleştirilmesi.
- Ekonominin demokratikleştirilmesi.
- Siyasetin demokratikleştirilmesi.
- Toplumsal ve sosyal hayatın demokratikleştirilmesi.
"Toplumsal" ile "sosyal" arasında ne gibi bir fark bulunduğunu biz anlayamadık.
Kılıçdaroğlu'ndan geniş kültürüne dayalı bir açıklama bekliyoruz.
Toplumsal ve sosyal...
"İlgi ve alaka" gibi bir şey...
Ya da "mutlu mesut"...
İsterseniz, "hisli...