Birisi kuyuya bir taş attı ama hem taş hafif hem de kuyu çok
derin, çıkarılmasa da olur.
CHP grup başkanvekillerinden biriymiş, Özgür Özel diye birisi.
Üçüncü köprüye "Pir Sultan Abdal" adının verilmesini istemiş.
Babıali fırıldakları da "uzlaşma ayağından" bunu desteklediler ama
samimi olduklarına kimse inanmıyor. Amaç "hükümet cephesinde" gedik
açmak.
Bu öneri de ciddiye alınmayacaktır.
Fakat Sayın Özgür Özel, CHP'nin Alevi seçmenlerini okşamış
olacaktır tabii. Eh, bu da hakkıdır.
Ama sonra dönüp bir de "Hacı Bektaş-ı Veli adını verelim" demiş, o
da kararsız. ("Niçin OHAL'e ihtiyaç duydunuz?" diyerek de hemen
lafın suyunu çıkarıyor ve genel başkanının arkasına geçiyor. Biz de
"bu adamların niyetleri farklı" deyince bazı basın deyyuslarına
göre milli birlik ve beraberliği bozan kişi oluyoruz, iyi mi?) Bu
mantıkla komünistler de çıkıp "Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin
adını verelim" diyebilirler, onlar da haklıdırlar.
Amaç "azınlık sevindirmekse", yeni köprüye Patrik Hrisostomos adı
bile düşünülebilir...
"Pandikyan Efendi" olabilir mi acaba, iliklerine kadar Osmanlı ve
mert bir adamdı...
Kürtler de "Ehmede Hani" istesinler, bir nevi uzlaşma olur
icabında.
Peki Süryani vatandaşlarımızın günahı nedir? Katolikler hiç mi
dikkate alınmayacaktır?
Ya peki "Sabetay Sevi esperamos a ti" köprüsüne ne buyurulur?
Üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim adı verilecektir. Alevi
kardeşlerimiz onu hiç sevmezler, tartışma da buradan çıkarılmak
isteniyor.
Fakat bu bir din adamının ya da bir şairin adı değildir ki, bir
Osmanlı padişahının, hem de Suriye ve Mısır'ı bir çırpıda almış
adamın ismidir.
Yavuz'a karşı Pir Sultan... I ıh, eşit ağırlıklı değil.
Şii devlet başkanı desek, olsa olsa Şah İsmail olabilir, o da bize
uymaz.
Üstelik Yavuz Sultan Selim bir Bektaşi'ydi! Hadi bakalım Sayın
Özel, buna ne buyuracaksınız?