Önce düşündüm, "günün incisi" yapayım şunu. Fakat açıklaması da olmalı, uzun kaçacak.
Sonra dedim ki, o lafı ana yazıya alayım, gerekli cevabı da vereyim.
Sonra baktım, ona hakettiği cevabı başka birisi vermiş. Üstelik de artık hayatta olmayan birisi.
Bu iki kişinin ikisi de asker.
Biri yaşıyor, öteki şehit. Biri 15 Temmuz darbecisi, öteki terör şehidi.
Şimdi biz aradan çekilelim, konuşsunlar.
***
İlk konuşan bir albay, hem de kurmay albay. İsmi, Nurullah Zeki Atmaca.
O gece Gayrettepe'deki Türk Telekom binasına atmaca gibi çullanmış.
FETÖ üyesi diğer darbeci askerlere de durup durup "Çamlıca'daki antenlere acilen müdahale edin, 1. Ordu Komutanı'nı alın" diye Whatsapp mesajları göndermiş.
Şimdi yargılanıyor, hakkında üç kere ağırlaştırılmış müebbet isteniyor -asılamadığı için- , eh, programa ilaveten 15 yıl da hapis.
Savcılık iddianamesinden okuyalım. Savcı "bu işe niçin kalkıştın" diye sormuş.
Albay demiş ki: "Her maceracı subayın gönlündeki gibi 'general olacağım' düşüncesine kapıldım."
Bunun "FETÖ işi" olduğunu bilmiyormuş, mesajları da "şirin görünmek" için atmış, her kime şirin görünecekse artık, çok pişmanmış.
Uyanık ya, pişmanlıktan yararlanacak, müebbet yerine diyelim 38 seneyle kurtaracak!
Sonrası Allah kerim, Kılıçdaroğlu iktidara gelirse nasıl olsa bir af çıkarır...
***
İkinci konuşan da bir asker, komando onbaşı Mesut Yaşar.
Kayseri'de bir PKK saldırısında yaralandı, günlerce hastanede yattı, sonra öldü.
Dayısı anlatıyor, meğerse askere gitmek için üniversiteyi yarım bırakmış!
Dayısı diyor ki: "Mesut, Gaziantep Üniversitesi'nde Mekatronik Bölümü'nde okuyordu.