Bir zamanlar partili çocukların bir "Latif abileri" vardı,
Abdüllatif Şener...
AKP'nin kurucularındandı, sonra tuhaf bir şekilde çıkıntılık etmeye
başladı. Kendini çekti, gitti başka bir particik de kurdu.
İş de neden sonra anlaşıldı: AKP kapatılacak, siyaset
sıfırlanacaktı ya, Latif Bey kendini bir alternatif olarak "darbe
sonrası yeni döneme" hazırlıyordu.
Bir çeşit Ragıp Gümüşpala, bir çeşit Ekrem Alican, bir çeşit
Sadettin Bilgiç, niçin olmasın bir çeşit Süleyman Demirel gibi.
(Gençler Google'dan bu isimlere baksınlar.)
AKP'yi kapatmaya kimsenin maçası sıkmadı, Abdüllatif Şener de
tarihte dipnotu olarak kaldı. Allah uzun ömür versin, "siyasi
cenaze" de diyebiliriz.
Son birkaç yıldır da bir Bülent Arınç "fenomeniyle" karşı
karşıyayız.
Gene partinin kurucularından, gene Tayyip Erdoğan'in eski
yardımcılarından Arınç muhalefete geçti.
Arınç, özellikle "FETÖ örgütünün ezilmesini" beğenmiyor.
"Din kardeşliği" gayretiyle mi, "Erdoğan vurdu geçti, ben arka
planda kaldım" ezikliğiyle mi?
Partiye de son derece "mesafeli"...
O kibar adam, o efendi adam, zaman zaman köşe yazarlarıyla kavgaya
tutuşacak kadar da kendini kaybedebiliyor.
Fethullahçılar kendisini eskiden beri severlerdi, şimdi artık iyice
taht kurmuştur gönüllerinde...
Öyle ya, Fuat Avni mahlasıyla Internet'te pislik saçan herife
"evliya gibi adam" demekten de çekinmedi.
Bildiğiniz gibi, İstanbul sermayesi ve onun basın sözcüleri son
yıllarda kör bir umutla "AKP'yi bölme" gayretine hız
vermişlerdi...
Abdullah Gül'den medet umdular, tutturamadılar.
Bülent Arınç'ı yokladılar, ı ıh.
Kılıçdaroğlu'nu da devirmek istiyorlar ama yerine adam
bulamıyorlar.
İşte en güzel çözüm: Bu tutumu yüzünden AKP'den tasfiye edilen
Sayın Arınç'ı CHP'nin başına getirsinler!
İlle bir mazmun uydurmak gerekirse "Çelebi Bülent" falan
diyebilirler. (Nasıl olsa bir esmer vatandaş bulup "Mandela Selami"
diye pazarlayacak halleri yok.)