Donald Trump ile "mum
ışığında yemek yemenin" fiyatı açıklanmış:
Bir milyon dolar!
Hayatım boyunca yalnızca iki cumhurbaşkanıyla yemek yedim:
Biri Turgut Özal, öteki Süleyman Demirel.
Ortalıkta mum falan yoktu. Bir kuruş da ödemedik.
Çankaya Köşkü'nün "menüsü" de hiç öyle ahım şahım
değildi.
Sülün dolması falan yok. Yatılı okul yemeği.
Hatta hiç unutmam, Demirel'in yemeğinde muz geldi de hepimiz
birbirimize baktık:
Görgü kurallarına göre nasıl soyulması gerektiğini hiçbirimiz
bilmiyorduk!
Neyse ki rahmetli durumu anladı, hiç dillendirmeden hepimizden önce
muza uzanıp bize gösterdi, biz de göz ucuyla izledik:
Meğerse önce bıçakla enine kesilip küçük dilimlere ayırılır, sonra
bu dilimlerin kabuğu gene bıçakla kesilip muz parçaları birer birer
çatalla yenirmiş...
Bize kalsa kabuğunu elimizle soyup girişmiştik bütününe maymun
gibi...
Trump ile akşam yemeği üç buçuk milyon
lira. "Bağışta bulunmak" isteyenlere yasanın
çevresinden dolanarak bu şekilde bir "kılıf"
sağlanıyor. "Adama rüşvet vermedim ki yemek
parası ödedim" deyip kurtuluyorsun.
Hatta akşam yemeği için ayrı, öğle yemeği için ayrı tarifeler
varmış.
Hamburgere fit olursan masraf 25 bin dolara kadar düşüyor.
Bunu anladık da, "mum ışığı" ne oluyor?
Bir zamanlar bir "erkek dergisi", şanslı
okurlarıyla devrin ünlü kevaşeleri arasında bu türmumlu
şaraplı yemekler düzenlerdi... Umut kapısı açık
bırakılıyor, "yemek bizden, gerisi senin
pazarlık gücüne kalmış" demek isteniyordu...
Eh, piyasada "tiktak" fiyatları da aşağı yukarı
belliydi, "program" fiyatları da. Buna
karşılık "kafa koparmanın" ucu açıktı.
Yani şimdi Trump ile mum ışığında buluşunca
bir "yakınlaşma" mı bekleniyor?
Evli barklı adam yahu, üstelik üçüncü hanımda, yaş yetmiş, irili
ufaklı beş de çocuk...
Hayır, yalnızca bu tür yemeklerin "sakil
beyhudeliği" ortaya çıkıyor.
Henry Kissinger de "kahvaltı parası" alırdı
konuklarından.
Kahvaltıda mum olmadığından dalga geçen de çıkmazdı.
Endişe edecek bir şey yok: