Öğrendiğim zaman hiç şaşırmamıştım: Çok sevdiğim Yunanlı şarkıcı Zacharias Karounis meğerse "Bizans kilise müziği eğitimi" almışmış konservatuvarda ...
Öyle ya, "Mana Mou Ellas" şarkısını yanık yanık herkesten iyi söyler, keza bir İzmir türküsü olan "Manes tis Avghis", şafak mânisi...
Daha bir sürü "alaturka" eser... Çok güzel "gazel atar"...
Eloğlu hiçbir sakınca görmüyor kendi dininin sanatını incelemekte ve öğrenmekte.
Sonra gider isterse çiftetelli söyler (onu da söylüyor, merak etmeyin.)
Bizde ayıptır.
Gericiliktir!
Osmanlı müziğiyle "sağcılar" ilgilenirler, öyle ya...
Ya sağcılar ya da gazino kızları.
Bir zamanlar, filmlerde ve kitaplarda "arkeolog papazlar" gördüğüm zaman şaşardım ve gıpta ederdim.
Bizde niçin yoktu?
Niçin Irak'ta, Suriye'de, Mısır'da hem arkeolog hem de gizli servis üyesi din adamlarımız cirit atmamıştı?
Çünkü arkeoloji gibi "alafranga" bilim dallarıyla imam uğraşmazdı. Bununla "emperyalist İngilizler" uğraşırlardı, örneğin Miss Gertrude Bell.
Bunun gibi, üniversitenin Osmanlı kültürüne ilişkin bölümleri de sağcılara teslim edilmişti...
Divan edebiyatından "solcu" ne anlardı? Hem zaten cumhuriyet yoktan var olmamış, gökten zembille inmemiş miydi?
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bir "Diyanet Akademisi" kuruluyor...
Vay sağcılar vay... Memleketi gene geri götürecekler.
Sıkı durun, bu akademide "ses, makam ve solfej" eğitimi de verilecekmiş.
Belki o zaman alafranga hanımlarımızın kulakları tırmalanmaz ve ezandan rahatsız olmazlar (dediysem de inanmayın.)