Altmış üç yaşımı doldurdum, altmış dördümün içindeyim, bazı
büyüklerimin bana "süt kuzusu" demeleri pek hoşuma gidiyor...
Doksanlık bir teyze var, komşumuz, geçen gün "daha çok gençsin"
dedi, bayıldım. (Açıkçası ben de otuzluklara, kırklıklara aynı
gözle bakmaya başlamadım mı?)
Şimdi de Babıali kaşalotlarından biri "yeni yetme" demiş, o da
hoşuma gitti. Sağolsun.
Yeni yetme olduğum için bilmezmişim, 27 Mayıs'tan sonra Türkiye'de
"büyük koalisyon" kurulmuş.
O günleri yaşadık, biliriz, o günlerde oy verecek halimiz olmasa
da.
Büyük koalisyon dediği, "çaresizlikten" kurulmuş bir CHP-AP
koalisyonuydu. Elli dört yıl önce gençliklerinin baharını yaşayan
bazı gazeteci ağabeylerimiz de harıl harıl "koalisyonun Türkiye
için ne büyük bir yenilik ve de ne kadar faydalı" olduğunu yazıp
duruyorlardı. (İnanmayacaklar ama gazete de okuyorduk.)
Bu dürtü, "İsmet Paşa tam olarak dönemedi, maç şimdilik berabere
devam etsin" dürtüsüydü aslında.