Biz şu "scooter" denilen aleti bir "ergen
taşıtı" sanıyorduk...
Hani Z kuşağının binek aracı...
Bir ara "kaykay" vardı ya, onun gibi.
Meğerse büyükler de kullanıyorlarmış ve de kaza bile
yapıyorlarmış.
Adana'da bir psikolog... Tam kırk dört yaşında... Saçlı
sakallı...
Scooter'dan düşmüş. Başını kaldırıma çarpmış. Sıyrıklarla kurtuldum
sanmış. Bir gün sonra fenalaşmış, baş dönmesi, mide bulantısı...
Beyin kanaması!
Dört gün boyunca can çekişmiş. Kurtarılamamış.
Rahmetli çok modern bir adammış, keçi sakalı bile varmış.
Lakin sakalı var da "kaskı" yok.
Bisiklet sürerken bile zorunlu olan miğferi kafasına geçirmeye
gerek görmemiş.
Çünkü "scooter piyasası" henüz başıboş.
Ehliyet gerekmiyor. Kask gerekmiyor. İki kişi, üç kişi biniyorlar,
üstelik kaldırımdan gidiyorlar.
Bunlara ceza yazılmıyor, yazılamıyor.
Norveç'te içkili scooter kullanan bir kadın 8 bin dolar ceza
yemiş!
Çok iyi olmuş.
Parası gitmiş ama hiç olmazsa hayatı kurtulmuş.
Norveç'te scooter kullananlar ehliyet almak yani sınava girmek
zorundalar.
Bakalım bizde kaç kişi öldükten sonra gündeme gelecek?
CHP'DE SİYASİ AHLAK
Bir kitapçık çıkarmış
CHP, "siyasi ahlak" konusunda...
İktidara gelecek ya, bir Siyasi Ahlak Yasası da çıkaracakmış.
Siyasi bu... Yani öyle şarkıcı Gülşen'in yaptığı gibi "orasını
burasını göstermekle" ilgisi yok. Çalmayla da ilgisi yok
çırpmayla da.
Kastedilen ahlak tamamen siyasi.
Kim karar verecek neyin siyasi ahlaka uygun olup olmadığına?
Bir "Siyasi Ahlak Dairesi" oluşturacaklarmış TBMM çatısı
altında, o belirleyecekmiş.
Bu komisyonda danışmanlar, denetçiler, basbayağı yeni bir
bürokrasi...
Kürt meselesini de komisyona havale ederek çözeceklerdi ya... Onun
gibi.
Aman, Anayasa'da bulunmayan bir encümen kurmaktan kendilerini günün
birinde Yassıada'da bulmasınlar da!