Mesaisinin çoğunu CHP ve MHP reklamına hasreden postalcı gazete,
bu ikincisinin "anayasa raporuna" yer vermiş. Kızılcahamam'da
halvet olup rapor yazmışlar. Yeni bir anayasayı tartışmak için
"uzlaşma komisyonuna" çağırılan MHP, "cumhurbaşkanını eskiden
olduğu gibi gene meclisin seçmesini" istiyor!
Uzlaşmayız diyor.
Uzlaşmamayı da aşmış, daha da geri gidiyor. "Kenan'dan" da
geriye.
Cumhurbaşkanının bakanlar kuruluna gerekli gördüğü zamanlar
başkanlık etme yetkisinin de kaldırılmasını istiyor.
OHAL ya da sıkıyönetim ilan etme yetkisinin de olmamasını
tabii.
Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi de olmayacak, YÖK
üyelerini ve rektörleri seçme yetkisi de...
Peki nesi olacak? Hiçbir şeyi.
Bir tür süs bitkisi istiyorlar.
Öylece oturacak... Yalnızca bir simge... Yetki de yok, sorumluluk
da yok, maaşını alacak (ama masraf da yok.)
Fahri Korutürk falan gibi...
Oldu olacak hiç olmasın o makam, konu kapansın.
Cumhurbaşkanlığını kaldırıverin bari.
"Simge" olmadan işler yürür mü? Yürür. Tanzanya gibi ülkelerin
büyükelçilerini başbakan da kabul edip bir süre görüşür... Biraz
daha yorulur alt tarafı.
İngiliz kraliçesini ortadan kaldırsanız İngiltere'de işler yürür
mü? Yürür.
Bir Alman cumhurbaşkanı olmasa? Olur tabii.
Kanunları onaylamak falan gibi işleri de Çankaya Noteri'ne havale
edersiniz, adamcağız biraz yorulur ama işler yürür.
Devlet Bahçeli de "nasıl bir anayasa istiyoruz" demiş ve meclis
başkanına mektup yazmış. Buna göre MHP, "cumhuriyetin kurucu
felsefesinin aşındırılmadığı" bir anayasa istiyormuş.