Biz bu filmi çok seyrettik.
Filmin adı: "Bir Sağdan Bir Soldan"... Yapım tarihi
ve vizyona girişi yetmişli yıllar.
Senaryoyu Amerikan gizli servisi yazmıştı, çirkin filmin ahmak
figüranları da bizlerden seçilmişti.
Bir gün "sağcıların" kahvehanesi taranıyordu, bir gün
"solcuların"...
Çoğu zaman ikisi de aynı gün...
Sabah sağcıların eyleminde kullanılan tabanca öğleden sonra
solcuların eyleminde ortaya çıkıyordu!
CIA tarafından iktidara "getirilince" Kenan Evren de senaryoya
uygun davrandı, bir sağdan adam astı bir soldan.
Referandum yaklaştıkça yeni namussuzluklar beklenmesi gerektiğini
söylemiştik.
İşte başladılar: Bir gün Müjdat Gezen'in tiyatrosu kundaklanıyor,
ertesi gün Cem Küçük'ün evine ateş ediliyor.
Burada fark, birinin hayırcı, ötekinin evetçi olması.
Figüran çıtasını da iyice aşağı düşürmüşler, kullanılan çocuklar
üniversite bile değil lise öğrencisi çıkmış!
Elbette bu saldırılar üzerine ne Müjdat değiştirecek fikrini ne
Cem, ama mesele o değil...
Etkilenip de oyunu şu ya da bu yönde değiştirecek var mı acaba,
tanımak isterdim.
Bu kepazelik furyasında, Nagehan Alçı bacımıza yapılan "sözlü
saldırının" apayrı bir rengi var.
O terbiyesiz kadın Nagehan'a "paşa çocuğu" sıfatıyla saldırmış.
Önce "iki çocuğun da gün yüzü görmesin inşallah" diyecek
kadar alçalmış, adeta bir Nazi,bir SS düzeyine düşmüş.
Yoksa kenef mahalle karısı mı demeliydim?
Sonra da karakolda "ben general kızıyım, siz kimsiniz" diye
diklenmiş.
İşte ilginç yanı bu.
Paşa kızı...
Yani Türkiye'nin sahibi!
Dokunulmazlığı var.
Bunlar Orduevi'nde de indirimli kalırlar ya...
Peki bu durumda polis ne oluyor?