Gelenek olmuş, soruyorlar: "Yılbaşında ne yapıyorsun?"
"Ortamlara akıp çılgınca eğleneceğim" diyorum, şaşırıyorlar.
Şakadan anlamayanlar için hemen düzeltiyorum: "Ne ortamı evladım?
Yaşım altmış altı... Evdeyim... Televizyonun lumpen eğlencelerini
izleyecek adam olmadığıma göre de, film seyreder yatarım... Hadi
sizin hatırınız için saat on ikiyi dönsün de öyle yatayım..."
Yılbaşı geliyor diye en küçük bir heyecan duymuyorum.
Yılbaşının benim için hiçbir özel anlamı yok.
Yılbaşının kimse için özel bir anlamı yok, alt tarafı bir takvim
cilvesi. Ha 31 Aralık, ha 31 Mayıs, ha 31 Temmuz... Kutlamak için
gün-tün eşitliğini seçseydiniz bari, hiç olmazsa "antik
atalarınıza" uyum sağlamış olurdunuz.