Türk basını bir yandan sosyal medyaya, öbür yandan varoşlara
bütünüyle teslim oldu.
Sonu gelmiştir.
Politika derseniz, bir gazeteye göre Türkiye cennet, ötekine
sorarsanız Türkiye cehennem.
Türkiye'yi bilmem ama basın bitti.
Yani "bizim bildiğimiz" şekliyle.
Serenay Sarıkaya ve Şeyma Subaşı konularını
tüketen varoş çocuklarının yeni gözdeleri
şarkıcı Hadise.
Ara sıra Aleyna Tilki'nin orasını burasını gündeme
getiriyorlar ("Göğsünü açtı ama ucunu örttü", falan)
fakat Hadise başı çekiyor. (Bendeniz en çok "yıllar ona
acımadı" çemişliğini severim.)
Hadise'nin "bir şey yapması" gerekmiyor, onlar
buluyorlar.
Kocasından ayrılmış, bilmem kaç milyona villa almış, kocasının ona
verdiği yüzük gerçek miymiş sahte miymiş... Kaç milyonmuş...
Bir muhabirden de Hadise'nin herhangi bir şarkısıyla ilgili
tek satır okumadık.
Bu Hadise kızımızın bir ablası varmış, İmamoğlu'nun
da bir Meral ablası olduğu gibi: Adı Hülya
Açıkgöz.
Hadise bir zamanlar ablasını "haksız kazanç
sağlamakla" suçlamış ve mahkemelik olmuş.
Ablası hakkında "icra takibi" başlamış...
Çünkü Hülya Hanım, ödeme süresi geçen kredi kartı borcunu
ihtarnameye rağmen gene ödememiş. Banka 34 bin 135 lira istiyor
(küsuratını da yazacaksın ki işe ciddiyet katılsın.)
Okudukça öğreniyoruz, yahu bütün bunlar meğerse iki yıl önce
olmuş!
Mahkeme, Hülya Hanım'ın kredi kartının iptaline karar
vermiş. 34 bin liranın 14 bin lirasını silmiş, geri kalan 20 bin
171 lira 15 kuruş için icra takibinin devamına hükmetmiş.
Bakın o 15 kuruş çok önemli işte...
Hadi olsun da, bu hadisenin Hadise'yle ne ilgisi olduğunu
anlayamadık.
Herhangi bir bankayla herhangi bir vatandaş arasındaki son
derece "banal" bir mesele.
Harcadığın mürekkebe yazık.
Ama Hadise'nin ablası ya...