Şimdi bir de tasaları şu:
Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı, Karamollaoğlu da onun yardımcısı olursa
bu ikisi nasıl anlaşacaklarmış?..
Hiç sorun değildir. Kemal Bey gibi dün ak dediğine bugün gözünü
kırpmadan kara diyebilen bir adamla elbette anlaşırlar.
Tabii bunun için önce seçimi kazanmaları gerekecek...
Aslında dertleri bu değildir.
"Özlediğimiz Kemalist diktayı bu durumda nasıl
kurabiliriz?" endişesi içindeler.
Eh, CHP'yi Kemalist sanan saftirik bu zokayı tıpış tıpış yutacaktır
da...
Gerçekten bir dikta kurabilirler mi?
Bütün o "demokrasiyle taçlandırmak" palavralarını
aşıp...
Ellerinde müthiş bir güç olacaktır.
Bundan vazgeçeceklerini sanmak gaflettir.
Özledikleri "Atatürk devrimleri" falan değildir.
Bugün en koyu şeriatçının bile bir soyadı var, Latin alfabesi
kullanmak zorunda, kadınların oy hakkını da ancak bir Taliban ya da
bir Vehhabi yönetimi engelleyebilir.
Özledikleri, memur diktasıdır.
Otuzlu, hele hele kırklı yılların zagonu...
Bürokrasinin ülkeyi öyle "vesayetle" falan da değil açık
seçik yönettiği, memurun kral olduğu, birçok ayrıcalığa sahip
bulunduğu dönem...
Memurun halka köpek muamelesi ettiği dönem...
O zaman "öküz Anadolulu" derlerdi, şimdi "ampul
kafalı" diyorlar, temel aynı.