Beşiktaş Belediyesi, Ataol Behramoğlu'nun heykelini dikmiş. Maçka'da, "şairler parkı" tabir edilen köşeye. Burada Melih Cevdet, Özdemir Asaf, Neyzen Tevfik ve Orhan Veli de var. Bir şairin heykelinin dikilmesi çok sevindirici bir olaydır. Lakin Ataol Behramoğlu, heykeli dikilecek kadar büyük ve önemli bir şairimiz midir? Pek sanmıyorum. (Hemen "kıskanıyor" demeyin hamşolar, ben şair değilim.) Bizim Kaptan (Attilâ İlhan), Hasan Bülent Kahraman hocamız bilecektir, bir ara imzasız hicivlere merak sarmıştı. Yayınlanması düşünülmeyen, yalnızca dost- ahbap arasında elden ele dolaşan bu gırgır şiirlerinden Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya ithaf ettiği dörtlükte, hiç unutmam, şöyle diyordu: "Şairdir herkes bilir, kimse tek mısraını bilmez!" Düşündüm taşındım, Behramoğlu'nun tek dizesini hatırlayamadım. Beşiktaş Belediyesi, bu şair heykeli dikme işini "liyakat" esasına göre mi yapmaktadır, yoksa "ahbap çavuş" ilişkileri midir belirleyici olan? Liyakat esas alınacaksa, Hilmi Yavuz'un heykeli nerededir? Dikmezler. Fethullahçı olduğu için. "Osmanlıcı" bilindiği için. Necip Fazıl'ı da dikmezler, "gerici" diye.