Günlerden pazardır ya, gülelim eğlenelim, yeni sergilenen siyasi şaklabanlıklara şöyle bir bakalım:
Deniz Baykal'ın derdi cumhurbaşkanı olmak değil, olamayacağını o da bilir.
Derdi Kılıçdaroğlu'nu devirip gene partinin başına geçmek. Ufku da, dünyası da bundan ibarettir.
Siyasi tilkilik orada kalır.
Amaç, Kılıçdaroğlu'nu adaylığını koymaya zorlayıp kaybettirerek tasfiyesini sağlamak.
Öte yandan ne Fikri Sağlar'dan cumhurbaşkanı olur ne Muharrem İnce'den, bunu onlar da bilirler.
Onların da derdi partiyi ele geçirmekten ibarettir.
Peki o zaman Abdullah Gül ismi niçin ısrarla ortaya atılıyor? Gül "ciddiye almadım" dediği halde Baykal niçin "bak bak, kesinlikle istemem diyemedi, demek ki bir umudu var" diye fiştek atıyor?
Amaç Tayyip Erdoğan'ın oylarını biraz olsun kırabilmek... İçinde debelendikleri siyasi zavallılık çukurunun çeperi bu kadardır.
İyi de, daha seçime iki buçuk sene var yahu!
Olsun, şimdiden kazanlar kaynasın, elde başka "uğraş" yok ki...
Öte yandan Aydın Doğan Bey (siz "Koç Holding" ya da "İstanbul sermayesi" diye okuyunuz) ve uşakları, ne yapacaklarına karar veremediler.
Kılıçdaroğlu'nun yerine geçirmeye adam bulamadılar.