Meğerse Kemal Bey unutmamış.
Ya da biz hatırlatınca hatırlamak zorunda kalmış.
Hani şu "Zihni Sinir" projesi... Samandağ'dan Mersin'e kıyı
sanayii...
Medya ilgi göstermiyor. Kendine ancak kazmaların gazetesinde yer
bulabiliyor…
O da, ciddiye aldıklarından değil, belki hükümete kamış olur
umuduyla.
Doğu Akdeniz'de çıkan petrol yatakları Mersin üzerinden Avrupa'ya
taşınacakmış...
Dikkat isterim: Ham ya da işlenmiş petrolü taşımıyor, "yataklarını"
taşıyor!
Zor iş yahu... Orada bir de "maden rafinerisi" kuracakmış.
Petrol demedi, maden dedi. Metalürjiden çok iyi anlar.
Onu da Trabzon'a kadar uzatacakmış.
Peki bu işte 2.5 milyon kişi mi çalışacak?
Öyle. Bunların hepsi de İstanbul'dan gidecekmiş, İstanbul
ferahlayacakmış.
Bölge illerinin çocuklarına iş miş yok yani.
Kayseri'ye de liman yapsın, gider zevkle çalışırım.
MİSSİON İMPOSSİBLE
"Görev: İmkânsız" diye tercüme edilmesi gerekirdi, "Görevimiz
Tehlike" yapmışlardı...
Kemalistler bu durumda.
Yok, darbeye marbeye kalkışmadıkça tehlikesi yok. Bol bol hayal
kırıklığı, umutsuzluk. öfke var.
Homur homur homurdanıyorlar ama Kılıçdaroğlu'nu başlarından
atamıyorlar.
Peki eskaza iktidara gelseler, yetmiş yıl sonra, ne
yapacaklar?
Herhalde alfabeyi değiştirecek, kadınlara seçme ve seçilme hakkı
verecek, herkese soyadı dağıtacak, İsviçre'den hukuk ithal edecek
değiller.
Filmi geri saracaklar en fazla, başörtüsü yasağı, İmam-Hatip
okullarını kapatma, belki Türkçe ezan!
Bununla iktidara gelinir mi?
Muharrem İnce'yi izleyiniz, alacağı oy, Kemalistler'in oy
potansiyeli hakkında bir fikir verecektir.
O da ortaya bir program koyamıyor da herkes gibi pahalılıktan
yakınıyor. Bunu yeterli sanıyor.
Öte yandan DİSK'in, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun
yaptığı devrimci eylem de "para isteriz" diye ağlamaktan öteye
gidemiyor.
İçler acısı.