Emekli tuğgeneral Stilianos Pattakos ölmüş. 103 yaşındaymış.
Yunanistan'ın en aşağılık heriflerinden biriydi.
"Hak güçlü ve kuvvetli olanındır, güçsüzün hiçbir zaman hakkı
yoktur" vecizesi meşhurdur.
General ama ünlü "albaylar cuntasının" üyesi, 1967 darbecilerinin
içişleri bakanı, yedi yıl boyunca sistemli işkenceyi yöneten
herif.
Komşumuzda 1967 seçimleri yapılmak üzereydi, seçimi "merkezci" (ne
demekse?) ama hafif de sol kokan Yorgios Papandreu'nun kazanacağı
görülüyordu (Andreas'ın babası)...
Amerika buncağıza bile tahammül edemedi.
Yunan ordusunun en puştlarını ayarladı, darbe yaptırdı.
Yunanistan yedi yıl boyunca gaddar bir faşizmin karanlığına
gömüldü.
Her faşist yönetim gibi "dışarıya bulaşmaya", Kıbrıs'a el koymaya
kalkınca da kilise duvarına işediler. Benzer bir şekilde Arjantinli
faşistlerin sonunu getiren Falkland serüvenini hatırlayalım...
İsterseniz Polonya'ya bulaşan Hitler'i de hatırlayabilirsiniz.
Yunanistan'a demokrasiyi Ecevit hediye etti, Kıbrıs çıkartmasıyla.
(Dünyada bir anda kazanıverdiği muazzam prestiji, "Yunan faşizmini
yıkan Türk devlet adamı" imgesini korumayı ve kullanmayı bilemedi,
çapı yetmiyordu.)
Gerçi o arada komşumuzda albaylar cuntası gitmiş, generaller
cuntası gelmişti. Kendi aralarında bir tür "askeri demokrasi"
uyguluyorlar, beceriksiz ekip gidiyor, yerine daha da beceriksiz
olduğu ortaya çıkacak başka bir ekip geliyordu.
Papadopulos, Makarezos, Pattakos gitmişler, "görevi" İoannidis ve
Gizikis devralmışlardı.
Kıbrıs çıkartmamız üzerine bize karşı seferberlik ilan ettiler,
yüzlerine gözlerine bulaştırdılar, çarşafa dolandılar. İçinden
çıkamayınca, Fransa'da sürgünde bulunan Karamanlis'e "gel yerimize
geç" diye yalvardılar.
Karamanlis geldi, hepsini içeri attırdı. Eski cuntayı da yeni
cuntayı da.
Yargılandılar, Pattakos da idam cezası yedi tabii.
İdam, ağırlaştırılmış müebbete çevirildi. Elbette!
İçeride bol bol tavla oynadılar sabahtan akşama.
Bir süre sonra da "sağlık sorunları nedeniyle" çıkarıldı, elbette,
cezası bu sefer "gözetimli ev hapsine" çevirildi. Elbette!