Çok karmaşık gibi görünen mesele aslında çok basittir: Kukla bir Kürt devleti kurdurmak, böylece "bir miktar" petrol üretimi ve akışını kendine doğru çevirmek. Varsın birtakım enayiler bu devletin "Marksist kokmasıyla" avunsunlar, önemli olan Hatice değil netice. Türkiye buna direndiği, buna "toprak katkısında" bulunmak istemediği için de mevcut Türk yönetimini devirmek, eskiden olduğu gibi "boyun eğici" bir iktidar müsveddesi oluşturmak.
Bunu başaramadılar. Gerek iktidarın teyakkuzu ve dik duruşu, gerek halkın sağduyusu ve seçim tercihi her seferinde bu oyunu bozdu. Bir umutları kaldı: Türkiye'yi savaşa sokmak ve ordumuzun yenilmesini sağlamak. Yani "1919 koşullarını" yeniden oluşturmak ve bu kargaşadan bir Kürt devleti çıkarmak. O zaman başaramadıklarını şimdi gene denemek... Muhalif basın, İstanbul sermayesinin birkaç milyon dolarlık işbirlikçi çıkarı uğruna, hangi ihanet tezgâhında kullanıldığının farkında mıdır? Değildir. Erdoğan gitsin de ne olursa olsun...