İstanbul sermayesi hayatından memnun galiba... Uyuzluktan
vazgeçti.
Nitekim TÜSİAD'da "Tayyip Erdoğan'ı devirmek
isteyen" ekip gitti, "Tayyip Erdoğan'la
iyi geçinmek isteyen ekip" geldi. Artık tepkilerini
"Avrupa'yla bağları hepten
koparmayın"gibi cılız temennilerle
gösterir oldular.
Yani, "tarih boyunca mazlumların sığınağı olmuş Divan
Oteli" artık
ayaklanmacılarakapılarını açmayacak
gibi görünüyor.
(Tırnak içine aldığımız deyim rahmetli Mustafa Koç'a
aittir.
Genç yaşında kaybettiğimiz sevgili Mustafa, "sizin
otele hangi tarihte kim sığındı yahu" sorumuza cevap
verememişti.) Eh, Beymen mağazaları da stokladıkları tentürdiyot ve
gazlı bezleri en yakın hastaneye hibe ederler artık, son kullanım
tarihleri geçmediyse...
Genel kalkınma, en gıcık İstanbullu sermayedarı bile olumlu
etkiledi.
İstanbul sermayesindeki gelişmeleri izlemek için öyle para
bastırıp "çalışma kahvaltılarına ya da yemeklerine"
katılmaya da gerek yok.
Haberleri okuyacaksınız, bir de bunların sözcülerinin
yazılarını.
Al mesela, hem holding yöneticisi hem emekçi bir vatandaş...
1 Mayıs'ları hiç kaçırmaz, hiçbir "daaevrimci arkadaş"
da dönüp buna "senin burada ne işin var" diye
sormaz.
Uzunca bir süredir, ısrarla ekonominin ne kadar iyi durumda
olduğunu yazıyor, biz de ibretle okuyoruz.