Bu memlekette kolunu sallasan profesöre değer oldu. Öyle ya, bu
kadar "gecekondu üniversite" oluşturunca bunlara gecekondu profesör
yetiştirmek de gerekiyor.
Bunların bazıları gerçekten "akademisyen sırasına girip" hükümet
aleyhinde imza toplamaya, bildiri yayınlamaya bile kalkabiliyorlar.
Çakma ulemanın iktidar kavgası!
Profesörlerimiz son zamanlarda bir de "dolandırılma" öyküleriyle
gündeme gelir oldular.
Neredeyse gün geçmiyor ki yeni bir profesör dolandırılmasın! Geçen
gün gene bir kadıncağızı kazıklamışlar, 245 bin lira kaptırmış. Bir
zamanlar dekanmış.
İçlerinde, rezil olmamak için, başına geleni gizli tutan, sineye
çeken de vardır Allah bilir, bizim duymadıklarımız...
Dolandırıcıların hangi yöntemleri kullandıklarını sağır sultan bile
duydu: Telefon çalıyor, "otoriter" bir ses kendini ya MİT
yöneticisi ya da başkomiser olarak tanıtıyor... "Banka hesap
numaranızı PKK ele geçirdi, hemen o parayı çekip bize getirin!"...
Fonda da birtakım telsiz konuşmaları...
"MİT'in dokuzuncu şubesinden arıyorum" demiş birisi... "Bizim
dairede böyle bir şube yok, dur ben seni bölge müdürümüze
bağlayayım" diyeceksin, bakalım o zaman ne yapacak?
Ya da "sen aç karnına yarım baş sarmısakla..." diye
girişeceksin.
Yok, bana bu çok değerli profesörlerimizin gazete okumadıklarını,
memlekette olup bitenlerden haberdar olmadıklarını
söylemeyiniz!
Ama bakkal çırağı yutmaz, profesör yutuyor.
Bu da yetmiyor, profesörden "evdeki parasını da" getirmesi
isteniyor.
Profesör bunu da yutuyor.