Bendeniz o zaman bu zavallı kızcağızlara "şehirleşme şehitleri"
demiştim.
Hayatlarında hiç deniz görmemişlerdi, eh, hava da çok
sıcaktı...
Şehit vermeyi sürdürüyoruz.
Ne yazık ki bunları kendi yakınlarından başka kimse anmıyor.
O kadar ki, basın bile isimlerini zikretmiyor, "şu kadar kişi"
deyip rakam vermekle yetiniyor.
Gazetede adının geçmesini istiyorsan ya babanı bıçaklayacaksın ya
kaynananı keseceksin!
İşin tadı kaçınca İstanbul'un kuzey kıyısında bazı yerlerde denize
girmek yasaklandı, tabelalar dikildi, beş dakikada bir de anons
yapıldı. Daha ne yapılacaktı?
Kimse takmadı.
Tabelaları sökmüşler.
Cankurtaranı mı kandırıyorlar, Allah'ı mı?
O zaman da ölecekler tabii.