Lumpenlerin kullandığı ve pek sevdiği bir deyim bu: Şekil
yapmak, şekle girmek, şekle sokmak...
"Kendini olduğundan farklı göstermek" anlamında kullanılıyor.
Mevlana Celaleddin Rumi'nin "ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi
görün" özdeyişi onlara bir anlam ifade etmiyor. Onlar zaten Mevlana
Celaleddin'i de "Rum asıllı" sanıyorlar. Aziz Yıldırım'ı "Fener Rum
Patriği" sandıkları gibi.
Muharrem İnce ya bisiklete biniyor, ya traktör kullanıyor.
Bununla "ben halk adamıyım" gibilerden bir mesaj veriyor olmalı...
Eh, bu da mesaj değil, lumpen deyimiyle "meşaz" düzeyinde kalıyor. (Cep telefonunu da "şarz" ediyor mu acaba?)
Kasket de giyiyor.
Ecevit de giyerdi.
Bu fikri Alman sosyaldemokratı Willy Brandt'tan apartmıştı. (Günümüzde aynı kasketi giyen bir tek Ankaralı memur çocuğu ve memur ruhlu Altan Öymen kaldı.)
Böylece, Abdülhamid'in Meclis-i Tetkikat-ı Şer'iyye üyesi Mustafa Şükrü Efendi'nin torunu, Sadrazam Tevfik Paşa'nın yeğeni Bülent, bir halk adamı oluyordu.
Erdal İnönü de "poşu" giymişti...
Babasının Malatyalı olduğunu hatırlatmak istiyordu belki de...
Tansu Çiller de kendine bir şekil yapmıştı: "Dini bütün halk kızı" havalarında, heryeri sımsıkı kapalı bir ucube olmuştu. Doğru Yol Partisi'nin seçmenini etkileyecekti.
Hani bugün de Meral Akşener'in kıyafeti...
Oysa Çiller Amerika'dan döndüğünde, biz öğrenciydik, Washburn Hall koridorlarında ayağında "loafer" ayakkabı, üstünde önü fırfırlı beyaz bir Ankara bluzuyla dolaşırdı... Gri etek...
Şimdi ne giyer bilemem. *** Ne İsmet İnönü "tenezzül" etmiştir seçim meydanlarında şekil yapmaya, ne Bayar, ne Menderes, ne Demirel, ne de Özal.
Demirel'in fazladan bir de "taşralı müteahhit" şapkası vardı, o kadar.
Düşmanlarının "şeriatı getirecek" dedikleri adamlar da hep kravatla dolaştılar.
Erdoğan'ın pek pek kravatı çıkarıp yakasını gevşettiği oldu, o kadar.
İsmet Paşa bir tek mitinginde bile kalpak giyip ortaya çıkmamıştır. İsteseydi giyerdi, kimse de ona "bu size uymadı paşam" diyemezdi.
Neyse ki Muharrem İnce de önce Samsun mitinginde kalpak giyeceğini açıkladı, sonra vazgeçti.
Eskiden yasaktı kalpak falan giymek, giyseydi bunu Tayyip Erdoğan'ın getirdiği "kılık kıyafet özgürlüğüne" borçlu olacaktı!
Aman aman, neme lazım, sonra bakarsın Kılıçdaroğlu ona da "şaklaban" deyiverirdi. Bu lafı pek sever, yerli yersiz kullanır.