Cumhurbaşkanlığı seçim kanunu "şekilleniyor"...
Bildiğimiz şekilde olan yanları da var, beklenmedik şekiller de
yapmışlar...
Bir kere, her parti tek aday gösterebilecek. Bu biliniyordu.
Hem milletvekilliğine hem de cumhurbaşkanlığına aday olunamayacak.
Bu da biliniyordu.
Yani, Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığına aday olmasını hâlâ
bekleyen safdil varsa, artık hiç beklemesin! "Benim adayım sayın
genel başkanımdır" cümlesini hemen unutsun ki kendisiyle dalga
geçilmesin.
Meral Hanım da eğer cumhurbaşkanlığına ille de aday olmakta ısrar
edecekse, meclisi unutsun. Cumhurbaşkanı da olmayacağına göre
mutfağının yolunu tutsun, dolma ve börek çalışmalarına eğilsin, eşi
ve oğlu da mutlu bir nefes alsınlar.
Çünkü efendim, yeni şekil yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi kanununa
göre, evet, 100 bin imza şartı devam ediyor ama "meclisten 20
kişinin imzasıyla aday olma" imkânı ortadan kalkıyor! Bundan
vazgeçildi.
Yani, "beş kişi bende var, kalıyor on beş kişi, onları da nasıl
olsa CHP'den falan ayartırım" düşüncesi artık geçerli
olmayacak.
Parti olarak aday göstermeleri mümkün değil, çünkü "en son seçimde"
en az yüzde 5 almış olmaları şart. En son seçime girmediler çünkü
ondan sonra kuruldular.
Ama "toplasan yüzde 5'i bulan" başka partilerle işbirliği
yapabilirler... Bu mümkün.
Yani DYP, DSP, Dolunay Partisi falan.
Ama onların toplamının da yüzde 5'i bulması zor.
Meral Hanım sonunda Türkiye Komünist Partisi'ne falan da muhtaç
olursa büyük bir şenlik yaşanır!
Burada ilginç olan, 100 bin imza bulup bulamayacağıdır.
Doğu Perinçek "1 milyon imza toplayacağını" iddia ettiğine göre,
hanım da en az 5-10 milyonu bulur herhalde canım!
Notere gidilmeyecek, bu hem dolambaçlı hem de...