Kemaller bitmez, CHP bölünmez.
Niçin bitesin Kemal? Sen böyle bir ülkede bitecek adam mısın?
"Atatürk'ün kırklı yıllarda çıkardığı kanunlardan" sözedersin,
bizlerden başka kimse "pes" demez. (Atatürk'ün ne zaman öldüğünü
herhangi bir ilkokul birinci sınıf öğrencisine sorup
öğrenebilirsin.)
"Atatürk işe Köy Enstitüleri'ni kurarak başlamıştı" dersin,
bizlerden başka kimse kahkaha atmaz. (Köy Enstitüleri'nin
Atatürk'ün ölümünden iki yıl sonra kurulduğunu öğrenmek için CHP
arşivine başvurabilirsin.)
Aynı arşiv sana Hasan Saka'nın da "CHP'li başbakanlardan biri"
olduğunu öğretecektir. ("Kim bu adam?" diye sormuştun.) Alman
ajanı, "Parvus" namıyla maruf Alexander Israel Helphand'ı "Türk
büyüğü" sanırsın, bizlerden başka kimse uyarmaz. (Adından da mı
uyanamadın?)
Can Dündar kaçağının seninle yaptığı "çanak" röportajda, okuduğun
en son kitabın 1955 yılında çıkmış "İnce Memed" olduğunu
belirtirsin, bizlerden başka kimse "insaf" demez. ("Sonra şunu da
okudum" diye ekleme yapamazsın o günden beri.)
Seyrettiğin en son tiyatro oyunu da "Devr-i Süleyman"... Ben de
1968 yılında seyretmiştim, kırk dokuz yıl önce.
Rutkay Aziz ve arkadaşlarının senin anlı şanlı yürüyüşünde
oynadıkları dandik "adalet oyununu" da mı seyretmedin yahu? Adamlar
senin için paralanıyorlar, bir dönüp bakmıyorsun.
Heykel diktim dersin, elli kere sorarız, ortada heykel meykel
yoktur.
"Kuva-yı Milliye'nin demokrasi ve kadın-erkek eşitliği için"
kurulduğunu sanırsın, kimse ağzını açmaz.
Bütün bu skandallar kimsenin kılını bile kıpırdatmaz.
İlhan Kesici'yi aday gösterip harcayacak ve kendin gene CHP'nin
başında lök gibi oturacaksın. Niçin bitesin Kemal böyle bir
ortamda?