Piyasadaki "Tayyip düşmanlarının" panik içinde kıvırtma çabaları yeni boyutlar kazanıyor.
Önce darbeyi "hafife almayı" denediler. "Tiyatro" miyatro gibi laflar buradan çıktı. Sorsanız, "darbeyi Tayyip yaptırmıştır" diyecek teres bile çıkacaktır.
Çıkmadı da değil, bu vesileyle özgürlüklerin elden gitmesinden korkuyorlarmış (Amerikan ve Avrupa basını da "Tayyip daha da güçlenecek" diye korkuyor.)
Sonra, "gözaltına alınanları koruma kampanyası" başlatıldı.
Nişantaşı görmüş imamlar da birdenbire Atatürkçü kesildiler. Bunu da gördük.
Bunu basın özgürlüğü şekerine bulayıp yediriyorlar.
Bakalım "darbecileri affedin" kepazeliğine ne zaman girişeceklerdir?
Göreceksiniz.
Daha da ileri gidip, kör kör parmağım gözüne düpedüz maskara olmayı göze alanlar bile var:
"Nazlı Ilıcak'ın, Hilmi Yavuz'un Fetullahçı olduklarına beni kimse inandıramaz" demiş birisi...
Senin de adam olduğuna beni kimse inandıramaz!
***
Bir de "kendine pay çıkarmaya çalışanlar" var tabii.
Bunların başında kim geliyor? Kim gelecek, elbette Kılıçdaroğlu.
Muhtereme "evde otururken lambalara dikkat edilmesi gerektiği" söylenmiş.
Patlar matlar, aman ha...
Elektriği bir kesiverirlerse, maazallah Ortaçağ karanlığı.
"Bizim bir canımız var, o da demokrasi için gidecekse gitsin" demiş Kılıçdaroğlu.
Senin canını kim niçin alsın Kemal Bey?