Şehit cenazelerinde Chopin yerine Itri çalınacakmış.
Muhalif basın bunu "gericilik" olarak damgalamaya çalışıyor. Laf da
belli: "Şehit cenazesinde tekbir!"
Burası Venezuela mı ulan, tabii tekbir getirilecek.
Itri'nin Segah tekbiri... Hemen arkasından da "salat-ı ümmiye"...
Allahümme salli ala seyyidina Muhammed'en nebi-yül ümmiyyi ve ala
alihi ve sahbihi ve sellim...
Muhteşemdir. İnsanın tüylerini diken diken eder.
Hele bir de merhum Münir Nurettin'den dinleyeceksiniz... En
yozlaşmış, en zındık enteli bile hizaya getirir.
Ama "ezan sesinden rahatsız olan" serseriyi etkilemeyebilir tabii.
Biz bu ümmetin içinde oğlunu sünnet ettirmeyen manyak da
gördük.
Hani şu size ara sıra sözünü ettiğim "Sevr tutkunu" profesör,
Tayyip Erdoğan'ın Çamlıca'ya cami yaptırmasına da karşı
çıkıyordu...
"Bir Müslüman'ın cami yaptırmak istemesinden daha doğal ne
olabilir?" demiştim, susmuştu. Arkadaş az biraz sosyoloji
profesörüydü, azınlıklar uzmanıydı. Fakat azınlıklarla kurduğu
"empatinin" suyunu çıkarmış, giderek kendini Ermeni ya da Rum gibi
hissetmeye başlamıştı...
Şehit cenazesinde tekbir getirilmesinden daha doğal ne
olabilir?
O şehit bir Müslüman'dır.
Gayrımüslim vatandaşlarımızın eline silah vermeyi lutfederseniz, o
da gidip Türkiye uğruna şehit düşerse, Chopin'i o zaman
çalarsınız.
Fakat bilmeniz gereken bir şey var: Chopin o marşı "cenazelerde
çalınsın" diye bestelememiştir!
Cenaze marşı, yani "marche funebre", Chopin'in opus 35, iki
numaralı Si Bemol Minör piyano sonatının üçüncü "mouvement"ıdır,
üçüncü bölümü.
Yani, bütünüyle birlikte bir anlam taşır. O sonat "grave" başlar,
"scherzo" devam eder, marştan sonra da "presto" biter üstelik.
Fakat bu üçüncü bölüm sonattan koparılıp alınmış, orkestra için
"aranje" edilmiş ve kendi başına kullanılır olmuştur. (Eh, cenazeye
piyano getirmek ve sonatın tamamını çalacak piyanist tutmak pek de
kolay değildir!)