Nasıl artık kimse ha deyince Genelkurmay Başkanı'nın, kuvvet
komutanlarının isimlerini söyleyemiyorsa...
TÜSİAD Başkanı'nı da kimse tanımıyor.
Başında bir gayrimüslim vardı, Kaslowski (yakışıyordu da ha!), o
gitmiş Orhan Turan diye bir adam gelmiş, ilgilenmemiştik. (Ne alır
ne satarlar, onu da bilmeyiz.)
İşte bunlar, Türkiye'de "çok değişen
dengelerin" göstergeleridir...
Artık ne kuvvet komutanları muhtıra verebiliyorlar ne de TÜSİAD
hükümet devirebiliyor. Gazetelere istedikleri kadar ilan versinler
(1979'da Ecevit'i öyle devirmişlerdi.)
Ama TÜSİAD gene de bir "muhalefet partisi" gibi
davranmak istiyor.
Ekonomik konularda konuşmayı bıraktı, şimdi bunlara dış politikayı
da kattı.
İsveç ile Finlandiya'nın NATO'ya girmelerine fazla ses çıkarmamamız
gerekiyormuş...
E kurun o zaman partinizi ya da CHP'ye katılın.
"Orta sınıfı güçlü olmayan bir ülkede
demokrasi zayıflar" demiş başkanları.
TÜSİAD ne zaman orta sınıfın sözcüsü oldu ya da onun haklarını
gözetti?
Bu bir sermaye örgütüdür, daha doğrusu...