Son günlerin tek konusu para olunca, bir yandan televizyon
haberlerinde tıkır tıkır para basan makineler, hababam para sayan
eller, öbür yandan reklamlarda eski banknotlar...
Yakındır, bir yerden eski yazılı bir para bulup resmini koyarlar,
cahil ve zevzek bir magazinci çıkar "paha
biçilemiyor" yazar, elinde babasından, dedesinden eski banknot
kalmış garibanı boş umutlara sevk eder...
Eski yazılı para dedim de...
Cumhuriyetin ilk kâğıt parası 1927 yılında çıkarılmıştır. Meraklısı
hani o bozkurtlu 5 lirayı hatırlayacaktır.
Bunlar elbette "eski yazılı" paralardı.
Ne ki, hemen ertesi yıl alfabe devrimi yapıldı.
Ama o eski yazılı paralar tam 11 yıl tedavülde kaldı!
Evet ya... "Yeni yazılı" paralar ancak
1938'de, Atatürk'ün ölümünden birkaç ay önce
çıkarılmıştır.
Fakat... Herhangi bir şekilde eski yazı kullanmak da şiddetle
yasaktı. Cezası vardı.
Türk vatandaşı tam 11 yıl bu eski paraları taşıdı, onunla alışveriş
yaptı.
Yani alenen suç işledi.
Bizzat Atatürk'ün cebinde de, gerçi fiilen kullanmıyordu ama,
eski paralar bulunuyordu. Üstünde kendi resmi olsa da.
***
Sormuştuk:
Para basmak için neden dört yıl beklediniz?
Madem bir yıl sonra alfabe değiştirecektiniz, niçin aculluk edip
eski yazıyla para bastınız?
Bir yıl daha bekleyip yepyeni, pırıl pırıl "devrim
alfabesiyle" basamaz mıydınız?
Peki, bir yıl sonra Latin alfabesine geçtiniz, niçin yeni paraları
basmak için 11 yıl beklediniz?
Maliyeti yüksekti, vb.