Kılıçdaroğlu geçenlerde bir laf etti:"CHP egemenliği saraydan
alıp halka verenlerin partisidir" dedi.
Kendisi artık kendi partisinde bile pek ciddiye alınmayan bir
şahsiyet olduğu için bu lafı kaynadı gitti...
Sunturlu bir yalandır.
Bu yalanı doksan beş senedir söylüyorlar, ilkokul çocuklarına bile
böyle ezberlettiler.
Egemenlik 1908 yılından beri sarayda değildi.
Egemenlik, 1913 yılından beri de bürokrat diktasına aitti. Sultan
Reşat bir kuklaydı. Sultan Vahdettin de bir simgeden ibaretti.
Osmanlı'nın son on iki yılında meclis vardı, hem de iki kademeli.
Osmanlı ağaç kovuğunda yaşamıyordu.
Cumhuriyet Halk Partisi egemenliği halka vermedi. Asker-eşraf
ittifakına verdi.
Bir partinin adında "halk" kelimesinin geçmesi, o partinin halkın
partisi olduğu anlamına gelmez.
Unutmayalım ki, Alman faşistlerinin partisinin adı da "Nasyonal
Sosyalist Alman İşçi Partisi"ydi.
CHP'yi kuran halk değil, İttihat ve Terakki'nin taşra
örgütleridir.
Bürokrasinin itibarı iki kere yerlere düşmüştü: 1912'de Balkan Savaşı'nda yenildiği zaman, bir de 1918'de Dünya Savaşı'nda yenildiği zaman.
İlkinde Enver tuttu onu yerden kaldırdı, ikincisinde Mustafa Kemal.
Hani Ecevit'in de, 1971 darbesiyle itibarı berbat olmuş bürokrasiyi 1974 Kıbrıs çıkartmasıyla "kurtardığı" gibi... *** Birinci TBMM'deki halk temsilcileri 1923 yılında tasfiye edildiler, seçimlere bile sokulmadılar.
1925 ve 1930 yıllarında halka yönelik iki partiden biri kapatıldı, öteki kendi kendini kapatmaya zorlandı.
Hiçbir "devrim" halka sorulmadı. Saltanatın kaldırılmasının, hilafetin ilgasının, cumhuriyetin ilanının da sorulmadığ...