Cumhuriyet Halk Partisi hiç beğenmediği yeni anayasa taslağını
Anayasa Mahkemesi'ne götürecek, yani itiraz edecek, iptalini
isteyecekti.
"Söktüremeyeceğini" görünce vazgeçti.
Şimdi bu "şişme"ye elbette kılıf arıyor, "asıl Yüce Divan halkın
divanıdır" falan gibi sözlerle hamaset yapıyor.
O zaman hiçbir kanunu da AYM'ye kimse götürmesin, halk ilk seçimde
o kanunu çıkaran iktidarı değiştirerek yargısını versin!
Yani kaldırın şu AYM'yi olsun bitsin.
Zaten 1961'e kadar böyle bir mahkeme yoktu.
Kılıçdaroğlu'nun dönmek istediği "kuruluş ayarlarına" dahil
değildir yani.
Yüce Atatürk de, yüce İnönü de böyle bir mahkemeye gerek
görmemişlerdi...
Neden acaba?
AYM, darbeci bürokratlar ve onun hık deyicileri tarafından, "cahil
halkın temsilcisi siyasi iktidar bir yanlış yaparsa..." endişesiyle
icat edilmiştir.
Zaten "senato" da bu amaçla yumurtlanmıştır.
Fakat AYM istiyorsan ondan yararlanacaksın.
AYM'ye "yasa" götürülür, anayasanın kendisi değil. Taslağı da
değil.
Sayın Kılıçdaroğlu, günün değil ayların, hatta yılların incisi
olacak bir laf etmiş. Diyor ki:
"Anayasa değişikliği teklifi anayasaya aykırıdır!" (Öyleyse niçin
mahkemeye gitmiyorsun?
Yanlış kanunlar çıkmasına göz mü yumuyorsun? Suça iştirak mı
ediyorsun?) Adı üstünde "değişiklik" bu, kendi zıddına elbette
aykırı.
Yani, yeni bir anayasa eskisine nasıl uygun olabilir?
O zaman 1961 Anayasası da geçersizdir, çünkü 1924 Anayasası'na
aykırıdır.
1982 Anayasası hepten geçersizdir çünkü o da 1961'e aykırıdır.
Gitsene AYM'ye...
Yani Kurucu Meclis de Danışma Meclisi de suç işlemişlerdir. Gitsene
AYM'ye...
27 Mayıs cuntasının da, 12 Eylül cuntasının da, "Anayasa'yı tağyir,
tebdil ve ilga" suçundan o zamanki kanuna göre asılmaları
gerekirdi... Neden gitmedin AYM'ye?
Bunlar TBMM'yi görevini ifa etmekten alıkoymadılar mı kardeşim?
Koydular.
Efendim diyeceksiniz ki "ihtilal kendi meşruiyetini kendisi
getirir"...