Adamcağızın adı büyük bir ihtimalle "Gel Bakalım Muharrem" kalacak.
"Duydun mu Muharrem ne demiş?"
"Hangi Muharrem?"
"Şu bizim Gel Bakalım Muharrem canım..."
Seçimde tek başına CHP'den fazla oy alıp bunun ivmesiyle partiyi ele geçirmeye yeniden kalkışsa da bu böyle, "ben ettim sen etme" yaklaşımıyla Kılıçdaroğlu'na danışman yazılsa da bu böyle, hatta daha fazla böyle...
Gel Bakalım Muharrem, tipik bir "CHP'li yarı-aydın"... Anadolu kasabalarında çok vardır onlardan... Genellikle Kılıçdaroğlu gibi kavruk olurlar, bu uzun çıkmış.
Alman casusu Can Dündar'ın Kılıçdaroğlu'nu parlatmak için onunla yaptığı ünlü söyleşi gibi...
Elbette Gel Bakalım Muharrem'e "okuduğu kitapları" da sormuşlar. "Gençliğinde okuduğu" yani, bunlar yaşlanınca okumuyorlar galiba.
Kılıçdaroğlu'ndan azıcık daha kültürlü çıkmış.
Jack London okumuş mesela, "Vahşetin Çağrısı", Alaska'da geçen bir kurt masalı... Erdal Öz okumuş, "Gülünün Solduğu Akşam", Deniz Gezmiş anıları... Fakir Baykurt okumuş, "Anadolu Garajı"... Orhan Kemal okumuş, "Bereketli Topraklar Üzerinde"...
Her yarı-aydının kitaplığında bulunacak demirbaş eserler.
Bunlardan etkilenmiş, kendini solcu sanmaya ve saymaya başlamış.
Bari Jack London'dan "Demir Ökçe"yi, ya da ne bileyim "Martin Eden"i falan da okusaydı, mademki modası geçmiş üçüncü sınıf eserleri seviyor... London'un asıl sol kitapları onlardır, Alaska ya da Güney Pasifik serüvenleri değil.
Gel Bakalım Muharrem benden on iki yaş küçük.
Bizim kuşaktan olsaydı, herhalde Georges Politzer falan d...