Adnan Menderes'in Türkiye'ye televizyonu niçin
"getiremediğini" hep merak ederdim...
Onu devirdikten sonra bunun için neden sekiz yıl beklendiğini
de...
Neden İstanbul'a Ankara'dan üç yıl sonra geldiğini de.
Menderes'in turizme niçin sırt çevirdiğini de merak ettim.
Kafası basmıyordu!
Kendisi hukuk okumuştu ama meslek itibarıyla bir çiftçiydi.
Başbakan değil tarım bakanı olsaydı memlekete daha yararlı
olurdu.
Celal Bayar başbakan olmalı, cumhurbaşkanlığı makamı sembolik bir
görev olarak Fuat Köprülü'ye ya da Refik Koraltan'a falan
verilmeliydi. (Daha okkalı adaylardan Kazım Karabekir de ölmüştü
Fevzi Çakmak da.) İç savaştan perişan olmuş durumda çıkan ve yirmi
yıl boyunca açlıkla boğuşan İspanya turizm sayesinde, özellikle
İngiliz parasıyla kendini toplamıştı...
Eh, biz de döviz darboğazına girmiştik aynı yıllarda.
Menderes'in aklı köylünün cebine tarım ürünleriyle para girmesine
ve traktör ithalatına basıyordu, o kadar.
Bir turizm "hamlesi" gerekiyordu ve memlekette...