Zavallılıkta dibe mi vurdular yoksa zavallılığın doruklarına mı çıktılar, yorumu size kalmış.
Görüntü içler acısı... Hani herkes "aday toto" oynuyor, kimisi de kendi arkadaşını aday diye ittirmeye çalışıyor ya...
Bu meyanda, ortaya bir Profesör Özgür Demirtaş adı atılmıştı.
Hiç tanımadığımız bu şahsın pek öyle "Erdoğan'ı çıldırtacak" bir yanı yoktu gördüğümüz kadarıyla.
Ama maksat, Andy Warhol'un dediği gibi "on beş dakikalığına meşhur olsun"...
Eh, burada on beş dakikalığına değilse bile iki günlüğüne. Ne de olsa sözkonusu "mecra" televizyon değil bu sefer, muhalif basın.
Bu gayretkeşliğin daha da ilerisi varmış.
Bir vatandaş şimdi yeni bir isim yumurtladı: Akif Hamzaçebi!
CHP içinde "sürpriz" yaratmış, ifadesine göre.
Bunun da pek öyle "Erdoğan'ı çıldırtacak" bir yanı yok.
Onu öne çıkaran özellikleri "Karadenizli olması, devlet deneyimi bulunması, bir de CHP'de uzun zamandır siyaset yapmasıymış"...
AKP'den bile oy alırmış...
Diyosuuuun...
Koç Holding'in basın mümessili bile senden daha akıllı çıktı da cumhurbaşkanlığı için Koç ailesinden birini ittirmeye çalışmaktan vakitlice vazgeçti (çalışmalarını öbür çocukla birlikte Fenerbahçe'yi ele geçirmekte yoğunlaştırsın.) Bir ara Cem Boyner'i bile öne sürmeye kalktınız ama hiç mi hiç tutturamadınız.
Sonra Akif Hamzaçebi'ye kadar da indiniz işte.
Cuma günü saat ona kadar vaktiniz var, olmadık iki isim daha yumurtlayın, ortalık şenlensin.
Uç uç böceğim, Kemal sana terlik pabuç alacak.
Tıpkı uyuşturucu bağımlıları gibi, kendi yarattığı, kendine özgü bir fantezi dünyasında yaşar.
Gençliğinde "Türk Maocu'larının" lideriydi, hatta kendisiyle "Doğu Zedong" diye dalga geçilirdi.
Sonra komünizmden vazgeçti, milliyetçi kesildi.
O kadar ki, İşçi Partisi'nin adını da Vatan Partisi yaptı, orduevinde oturmaktan sıkılan emekli subayları da yanına topladı.
Gençliğinde ordumuzun Kıbrıs'tan çekilmesini isterdi, şimdi Yunanistan'dan iki yüz bilmemkaç ada daha istiyor.
Cumhurbaşkanlığına adaylığını koydu.
"Bir milyon imza toplayacağını" iddia ediyordu, iskonto yapmış. Yüz binle yetinecekmiş.
Çünkü "Silivri duvarının önüne yüz bin kişiyi zaten yığmışmış"...
Biz dışarıdan saymamıştık, o içeriden saymış, toplanan yüz bin kişiymiş.
Şimdi daha güzelini söyleyeyim:
Yüz bini falan boşverip, Kılıçdaroğlu'na "bizim adayımız siz olun" demiş!
Kılıçdaroğlu da "ben buna varım ama Meral Hanım'ı ikna edelim" demiş!
Ne içirdiler sana Perinçek?